Pastırmalı bir kurufasulye düşünün (güveçte pişmiş olacak ama)
Üzeri duble kaymakla taçlandırılmış ve fırınlanmış ayva tatlısı düşünün (içinde elma rendesi ve kuruüzüm olacak)
Kuzu etli tam kıvamında bir keşkek düşünün (bu sadece Marmara ve Egeliler için)
Kemikli kuzu eti ile pişmiş helva gibi bir nohut düşünün
Avusturya usulü üstü çıtır bir elmalı ştrudel düşünün.
İçi çeviz ile doldurulup sütle pişirilmiş kuru incir tatlısı düşünün.
Sonra bütün bu tabakların ana notalarını karıştırıp uzunca pişirin. Aklınıza önce iğrenç birşey gelecek değil mi ?
Hemen acele etmeyin kesin hüküme varmak için, bir soluk alın ve aşurenin bileşenlerini bir aklınıza getirin. Yaa klişelerle düşünmek insanı yanıltabiliyor değil mi ?
IMDB'de yüksek not alan bolivut filmlerine hep kuşkuyla yaklaşırım (zira Hindistan'ın nüfusu da 1.2 milyar civarıdır). Lakin yapılan olumlu eleştirilere dayanamadım ve nihayet bugün izledim.
Filmimizde aklınıza gelecek ne kadar klişe varsa kullanıyor. Sıkılacağınızı zannediyorsunuz ve fena halde yanılıyorsunuz. 170 dakika su gibi akıyor.
Eğitim sistemine feci halde gıcık (gayet de haklıdır gıcıklığında) Ranço, oda arkadaşları Farhan ve Raju ile birlikte okulu bitirmeye çalışır. Olaylar gelişir...
Bu arada aşk da var, arkadaşlık da, aile de, sistem eleştirisi de, sosyal eleştiri de, kıskançlık da, ihanet de, başarı da, yenilgi de, gülümseme de, ağlama da (ve elbette bolivut klasiği dans ve müzik de (zubi dubi de candır ha !)).
Şimdi üç saate yakın süre bu klişelerle geçmez demeyin. Son zamanlarda kendimi oyuncularla bu kadar içselleştirdiğim ve maaile bu kadar keyifle izlediğimiz bir film; pek nadirdir. Nedir : filmimiz yeni bir şey söylememekte lakin klişeleri o kadar naif bir üslupla aktarmaktadır ki adeta "rahmetli Ertem Eğilmez mi çekmiştir acep ?" şeklinde sorular oluşmaktadır akılda. Görüntüler, kostümler, müzikler, danslar, oyunculuklar (kimi zaman (aslında çoğu zaman) abartılı da olsa neticede burası bolivut), kurgu, senaryo tatmin edicidir. Hikaye ,sinek kağıdının sinekleri çektiği gibi çekmektedir izleyiciyi. Sabi sübyan ile seyredilebilitesi (var mı böyle bir kelime ?) süpersoniktir.
Velhasıl : mavi pazartesi sendromundan kurtulmak için pazar geceleri seyredilirse bünyeye dopaminendorfinadrenalin takviyesi yapar ve sıkıcı haftaya iyi bir başlangıç yapmanızı sağlayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder