15 Ocak 2013 Salı

"Idiocracy" Hal-i Pür Melalimiz...

   Evrim kuralı belli. En akıllı, en hızlı, en güçlü vs. yaşar. Diğerleri budanır.
   Günümüz toplumunda işler böyle yürümüyor. Piramidin üstündekiler fazla çocuk yapmayı tercih etmezken piramidin altındakiler akla zarar bir şekilde çok ürüyorlar. Ve onları bertaraf edecek avcılar da yok. 
    Bu eğilim devam ederse toplumumuz 500 yıl sonra nasıl olur ?
   İşte filmimiz çok etkili bir giriş yaptıktan sonra bu soruya cevap aramaya koyuluyor.
   Filmimiz, çok etkili ve inandırıcı bir antre yaptıktan sonra ilginç mecralara akıyor ve arada yaran sahnelerden sonra herhangi bir çözüm getirmeyip, selamını verip sahneden çekiliyor.
   Amerikan ordusunun (sadece kimsesiz olduğu için seçilen) orta zekada bir askeri, bir deney sonucu uyutuluyor, unutuluyor ve 500 yıl sonra tesadüfen çözülüyor. Bir de ne görsün : dünyamızdaki en zeki insan odur. Konumuz budur...

   Belli ki fazla bir bütçe ile çevrilmemiş bir yapımla karşı karşıyayızdır. Oyunculardan bir tek Luk Vilsını tanıyoruz (Vesendırsın filmlerinden çok takdirimizi almışlığı vardır). Diğerleri ise (senaryo gereği) çok da fazla ünlü olmayan ve akıllı bir duruş sergileme gereğinde olmayan stereotip şahsiyetlerdir (prezidınt kamaço yarmaktadır). Geleceğin sadece Amerikasını görme fırsatını buluyoruz. Nedir : geleceğin, ilk görüşte felaket güldürücü gelse de, biraz düşününce aslında korkunç olduğunu idrak ediyoruz. Masturbasyon otomatlarına dönüşmüş kahve dükkanları, tüketimin ve medyanın varmış olacağı nihai sonuç ve insanların havsala dışı eblehlikleri...

   Bu tablo insanı güldürür. Hele bazı sahnelerde iyice yardırır. Mesela IQ testinde sorulan soruların ve insanların verdiği tepkilerin temaşası... Lakin film bittikten sonrasında biraz tefekküre dalarsanız verilen mesajın çok da abartılı olmadığı hatta düpedüz gerçek olduğunü düşünüyor ve dehşet içinde kalıyorsunuz.  Üstelik IQ katsayısının fazla iddialı olmayan güzel ve yalnız ülkemdeki durumun 500 yıl sonrasını değil, (bu ivmeyle giderse) 50 yıl sonrasını bile hayal etmeniz; bünyede kaynar suda haşlanan ıstakoz etkisi yaratmakta. 
   Sinemaya eğlenme amaçlı yöneliyorsanız filmimizi izleyebilirsiniz. İkinci yarıdan sonra sinemasal açıdan biraz gevşeme yapsa da sonuna kadar izlenebilir (birçok sahnede gülmek garanti). Lakin fakir gibi distopyaya meraklıysanız kaçırmamanız gerekir. Daha önce belirttiğim gibi film bitince düşünecekleriniz biraz keyfinizi kaçırabilir ama demedi demeyin !...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder