9 Nisan 2012 Pazartesi

"Hodejegerne" "Headhunters"



















   Ben bu filmi seyrettiğimde ağ güncem yoktu. Yoksa atlanacak film değil ! 

   Bu Norveç filmleri de bir başka oluyor : o puslu, yağmurlu atmosfer, ikea dekorasyon, minimalist mimari,  evlere şenlik bir dil ("taki" ler falan), gayet de başarılı oyuncular, deli ormanlar, felaket kendilerine özgü bir mizah, valkiri gibi cins-i latifler, ee daha ne olsun. Yalnız şaka bir yana ilk izlememin üzerinden bir yıl geçmiş, sağolsun bir takım dış mihraklar :) sayesinde bir kez daha izledim (arşivimde vardı). Sevinerek farkettim ki yarısından sonrasını unutmuşum. Dolayısıyla o akıllı işi senaryo beni bir kez daha sardı, hatta ikinci yarıyı 20 yaşında Glenlivet adlı bir arkadaşla izledim daha da şükela oldu.

   İçinde komedi, şiddet, suç, aşk, vahşet, dehşet, zeka, komplo,  içeren adamakıllı bir film izlemek isterseniz kaçırmayın.

   Ben indiyana cons tarzı esas oğlanları sevmiyorum. Benim kahramanım arızalı olmalı. Kusurları, kompleksleri, zayıflıkları, herkesten gizli suçlu bir yönü bulunmalı. İşte benim başrol oyuncum : Aksel Heni. Başlangıç ve bitişte 1.68'lik boyunu (Norveç'te bir cüce !), kendinden uzun sevdiceğini, bozuk genlerini vurgulayan, çok sağlam oyun çıkaran, yüzü ve fiziği de senaryoya eldiven gibi uyan süpersonik bir aktör.
 
Kapına baykuş tünesin ! Ceymi...

   Ceymi Lenıstır ise (Edvırt Stark'a selam olsun !)  yakışıklı kötü adam rolünde döktürmekte. Son sahnelerde resmen içimin yağı eridi..

   Sıkılmayan olursa filmden aklımda kalan, organik hard diske kaydettiğim anları yazmak isterim.
  •    gecenin bir yarısı tamamen boka batmış (kelimenin gerçek anlamıyla) kahramanımızın köhne bir traktördeki (önüne şişlenmiş bir bulteriyerle süslenmiş bir şekilde) patetik kaçışı,
  •    düşen otomobilde ölü taklidi yapan kahramanımızın neredeyse gerçekten ölecek kadar iyi rol yapması,

  •    filmin ikinci yarısında, işler sarpa sardığında Roger'in gözlerindeki, köşeye sıkışmış kedi bakışları,
  •    sütlü isabet,
  •    ağlayan traş, (çünkü saçlarla eski hayat da gidiyor bir anlamda)

  •    finalde (senaryonun güzelliğine bakın !) eşinin bağlılığının ölümüne testedilmesi,
  •    finalin güzelliği,
Çoluk çocukla izlenmez, makara/sinemafil/akıllı arkadaş grubuyla şahane izlenir.

SON NOT : Yalnız bunun holivut usulü yeniden çekimi yapılmazsa ben arakolpa değilim arkadaş !

1 yorum:

  1. Bu filmi iyiki tavsiye etmişim bu yazı bu film cuk oturmuş. Bence bu filmlerdeki gerçeklik beni acaip cezbediyor.

    YanıtlaSil