Saymın Peg sevdalılarının; sinemalarımızda pek gösterilme şansı olmayan bir filmi ile karşınızdayız saymınpegfiller (işte yeni bir sıfat daha kazandırdım dilimize. Nerede bu devlet ? Nerede bu TDK ?..)...
Konumuz şöyle özetlenebilir : Jack, çocuk kitapları yazan bir yazar iken suç romanları yazmaya girişir ve Viktoryen döneme ait seri katillerin hayatlarını araştırmaya başlar. Bu ayrıntılı araştırma onu paranoyaklaştırır ve anlamsız bir öldürülme korkusuna kapılır. Aniden ortaya çıkan bir Hollywood yapımcısı senaryosuna anlaşılmaz bir ilgi duyar. Jack’in "büyük çıkış"ı olacakmış gibi görünen bu durum aslında onun "büyük çöküş"ü olmak üzeredir. Jack en büyük korkuları ile yüzleşmek zorundadır, ki bunlar aşk hayatı, kirli çamaşırları ve bütün korkularının kökeni olan olaydır.
Konu güzel, çekimler, müzikler, kostümler, kast (özellikle çamaşırhane tayfası) ortalamanın üzerinde. Obsesif korku ancak böylesine başarılı anlatılabilir. Saymın Peg'i bilenler bilir, felaket bir oyun çıkarıyor. Ancak filmimiz genellikle kapalı yerlerde geçtiğinden midir nedir, fazlasıyla tiyatro kokmaktadır. Başlarda, evin içinde geçen sahneler biraz fazla uzadığından bayatlamış ordövr tabağı hissi uyandırsa da sonlara doğru özellikle çamaşırhane sahneleri ile psikanaliz etüdü bu kokuyu telafi etmektedir. Velhasıl : bu bütçeyle çekilebilecek en iyi filmlerden biridir.
Sıradan sinefilleri pek açmayabilecek olan pelikulamız, saymınpegfiller (aslında olmuş bu sıfat) tarafından ıskalanmayacaktır. Çocuğunuzu kokmuş çorap, kirli don görüntülerinden koruyacak kadar koruyucu (ruh hastası) model bir ebeveynseniz, çocuklarınızla izlemeyiniz. Eğer değilseniz, zaten ilk yarım saatten sonra çocuklar sıkılıp kaçacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder