Tek mekan (iç), iki başrol (janluis 82, emanuel 85 yaşında), iki saat yedi dakika, uzak kadrajlar (yaşananları fazla içselleştirmemiz isteniyor belli ki), tek metafor (güvercin=ölüm), çarpıcı bir final...
Haneke, fakirin gözünde mindere kaçmış bir iğnedir. Bulamazsınız. Arada batar, canınızı yakar. Funny Games'de pattadanak battıydı, bu kez yavaş yavaş batıyor..
Profesyonel gözler filmimizde bir sürü mesajlar, göndermeler bulabilirler : burjuvazi eleştirisi, ahde vefa, sosyolojik tespitler, aşkın insanı nerelere sürüklediği, verilen sözlerin nereye kadar tutulacağı, evlilik kurumu (var mı böyle bir kurum ?) vs.vs.
Fakir, alaylı sinefildir. Filmi doğrudan izlemiş, içselleştirmeye çalışmamış, yorumlamaya da niyetlenmemiştir. Lakin var böyle bir mecramız, birazcık da olsun yazmalıyız.
"Orta üst sınıftan emekli müzik öğretmenlerimiz (jorj ve en), Anne'e felç gelince bir sendeleme yaşarlar, olaylar olması gerektiği gibi ilerler" şeklinde özetleyebileceğimiz konumuz, iki saati aşkın bir süre bu pek de laylaylom olmayan süreci gözlemliyor. Bu sürece hiç de yabancı olmayan bendenizin gözünden, sürecin neredeyse birebir kronolojik sırayı izlediğini söyleyebilirim. Anne'in ilk yarım saat ve son yarım saatteki arasındaki değişimini, son yedi yıldır yaşıyorum çünkü.
Saygıdeğer centilmenler, zarif hanımefendiler;
Sinemaya bir hobi olarak düşkünseniz, hoşça vakit geçirme derdindeyseniz, kafa boşaltma aracı olarak görüyorsanız zinhar izlemeyiniz. (Nedir; konularımız : yaşlılık, düşkünlük, ölüm ve aşktır)
Ne olacağım (neler olabilir ?) merakınız varsa, hayatı süslemeden, püslemeden, CGI'lamadan, abartmadan göreyim diyorsanız, Haneke'ye ilginiz varsa (hafif arızalıysanız) yakın durunuz.
Anacığım, zangadannk (çok ani olarak) ölen insanlar için "temiz ten taşıyormuş" der. Son zamanlara dek pek anlamazdım niye öyle söylediğini, şimdi daha iyi anlıyorum.
Hülasa : Yaradan kimseyi elden ayaktan düşürmesin, düşürürse de hayatını sonlandırabilecek basireti versin dileklerimle, sefil tanıtımımı nihayete erdiriyorum.
HAMİŞ : Aşağıdaki sahneler, Jorj'un tavrı konusunda nereden enerji bulduğunu açıklamaktadır. Bu da fakiri çok hüzünlendirmiştir.
NİHAİ HAMİŞ : Jorj Eva'ya (kızı) dönüp "-Anneni yanına mı aldıracaksın, yahut bir bakımevine mi postalayacaksın ? İstersen ciddi olarak bunları konuşalım" dediğinde, içimden "büyük adamsın Jorj" demişliğim vardır. (bu yazılanlar ancak filmi seyredenler için muteberdir)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder