Sabahattin Ali’nin sözü konuyu açık ediyor aslında : ”Dünya’nın en basit,en zavallı,hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?”
Uzunca zamandır okumak istediğim ve bu konuda çok geç kaldığımı hissettiğim Sayın Bay Sabahattin Ali'nin kült novellasını hele şükür bitirdim (ilk okuma sadece bir gün sürdü). Eskiden ara sayfalarına bakar, ağdalı bir dille karşılaşınca da okumaktan imtina ederdim.
Sizler bu hataya düşmeyiniz edebiyat meraklıları !... Bir kere : dil Sait Faik'ten bir derece ağırdır. Yapı Kredi Yayınları, bu konuda okura iltimas geçip artık kullanılmayan (lakin okunuşu bir o kadar ahenkli) kelimelerin anlamlarını sayfa altlarına yerleştirmiştir. Bir de üslubun kendine hayran bırakan garip bir çekiciliği vardır. Tasvirler, kendi kendine konuşmalar bazen sayfalar boyunca sürse de asla sıkmamaktadır.
Konumuz; bir tutkuya hasredilen (zaman zaman fakir de günlük hayatımızda kullanmayı ihmal ettiğimiz ancak kulağa hoşgelen böyle paslı kelimelere tdk bağlantısı verecek ve karınca kararınca bir amme hizmeti yapmaya çalışacaktır) koccaman bir hayat ve bu uğurda kalabalıklar arasında yalnız geçirilen bir ömürdür. Ancak yazarımız bu beylik konu etrafında öyle bir örgü yaratmaktadır ki, satır aralarına girdikçe yaşamımızda değişiklik yaratacak birçok küçük saptamalara rastgelmekteyiz (bunlardan küçümen bir demeti aşağıda bulabilirsiniz (ilk okumada rastladıklarımın çok azının bir seçkisidir)). Aforizmaya meraklı okurlar aşağıdaki örneklerden daha çok bulacaklardır. Altını çizerek okuma yapanların kalemleri bitecek, not alarak okuma yapanların not defterleri tükenecektir. O derece...
Halihazırda aşıksanız okuyunuz, ayrıldıysanız okumayınız. Bırakın o yaranın üstü güzelce bir kabuk tutsun, o zaman okur, kalın kabuğu kaldırır, taze deriyi ortaya çıkarırsınız.
"önüne geçmek mümkün olmayan işlerde telaş ve heyecan göstermek çocukluktur."
''içinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan, hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.''
"Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki; ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkasını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur."
Üstteki tablo da; romanda sözü geçen "Kürk Mantolu Madonna" tablosuna ilham veren asıl "Kürk Mantolu Madonna" tablosudur. (bu cümle biraz karışık oldu ama başka türlü de ifade edemiyorum)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder