3 Nisan 2021 Cumartesi

"Hayalet Tugay" Değişik Bilinç Uygulamaları.

 
   Yaşlı Adamın Savaşı ile başlayan serinin ikinci romanıdır. 336 sayfa çabucak bitiyor. İlk romanda aşina olduğumuz hayalet tugayları ile aşina oluyoruz. Yine eğlenceli bir dil, meraklandırıcı bir kurgu, araya serpiştirilen bilimsel bilgiler ve finiş.
   Romanda aklıma adamakıllı yatan bir benzetme var. Mutad tanıtımlarımızın dışına çıkarak onu yazmak isterim. Bilgisayara aşina olanlar bilirler, bu aletlerde mantıklı sonuç almanın elementleri bellidir. Yazılım, donanım ve veri. Bunların biri olmazsa ya da olur ama uyumlu olmazsa netice çıkmaz. Bay Scalzi (bilmiyorum kendi fikri midir? (hiç sanmıyorum (çünkü bununla ilgili çok çalışma var))) bunu organik yapımıza şöyle uyarlıyor. Donanım: fiziksel beyin, veri/data: yaşadıklarımız, yazılım ise: (bakın burası çokomelli) bu yaşa kadar yaşadıklarımız/öğrendiklerimiz /hazmettiklerimiz. 
   Şimdi şöyle bir arkaya yaslanıp düşünelim. Donanım, tüm insanoğlunda (kazara/genetik/hastalık sonucu oluşan kusurlar hariç) aynı. Hepimizin neredeyse aynı ağırlığa sahip beyinlerimiz var. Eğer aynı coğrafyada yaşıyorsanız bazı üst bileşenler de veriyi tamamlıyor. Öyleyse farklılıklarımız genelde yazılımdan kaynaklanıyor. Sizlerle benzeşen bir çok tanıdığınızın, şeyler karşısında sizlerle aynı tepkiyi vermemelerindeki sorun, yazılımdan kaynaklanıyor. Böyle düşününce birçok şeyde aydınlanma yaşadım. Yazılıma önem vermek lazım.
   Bu arada yazarımızın Zoe'nin Öyküsü'ne başladım lakin fakiri baştan hayalkırıklığına uğrattığı için içine iyice girmeden bırakmayı tercih ettim. Serinin ilk kitabı belli bir kıvılcım taşıyordu, ikincisi ise kül altındaki köz kıvamındaydı, üçüncüde daha küllü bir koku gelince tadında bırakmayı tercih ettim. Bir de Kırmızı Üniformalılar'ı arada derede okudum ve hayal kırıklığım büyüdü (ilk kez okuduğum bir kitabın yazısını yazmaktan imtina ediyorum (varın siz hesabını yapın)). Yine de siz bilirsiniz.

1 yorum:

  1. ilk kitabı sayenizde okuma listeme almıştım ama devamını getirmeyelim o zaman:) bu arada sizin blogunuzun doğum günü de 19 ocak'mış (aynı burçtanız:)), bu seneyi kaçırdık ama seneye 10. yaşını kutlarız artık:))

    YanıtlaSil