2013'den 2021'e dört baskı yapmış olması hasebiyle, bir önce okuduğum üçlemesinden daha fazla sattığını tahmin ettiğim kitaptır.
Zaten neşriyatın başında kendisi için: "tahakküm aracıdır, okurun bilincine hitap etmektedir, imgelerle/olgularla değil gerçeklerle ilgilenmektedir, tepeden inmecidir, yüzlere doğru fırlatılmış bol balgamlı bir tükürüktür, ahlaka yönelik bir sabotaj denemesidir, sözcüklerle uygulanan bir şiddettir, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmektedir, insan türünün kültürel genetiğine zorla girmeye çalışan bir mutasyondur ve nihayet "aseton"dur." tanımlamalarıyla açılıyor.
Sonrası da bu minvalde akıp gidiyor. 29 deneme, 141 sayfadan oluşan bol resimli kitabımız, fakirin bünyesine ağır geldi. Tek tek okunduğunda belki de hak vereceğim denemeler, acımasız bir itham ve aşağılama içeriyordu. Gerçeklikleri yerli yerinde olsa da okuru böyle amansızca kırbaçlayan metinler bana itici geliyor. Ayrıca bölümlerin bir tematik sıralaması olmadığını da belirtmem gerekir. Verdun savaşından Beckett'ın yazmadığı ilk oyununa sıçraması her zihinde aynı etkiyi yapmayabilir!
Fakir; talihin bir cilvesi olarak bilim tarihinin tüm, sosyolojinin kimi yüksek lisans derslerini aldı. Bunun yanında okuyup yazmayı da seviyor. Bilginin insanı tamamladığına inanıyor. Böyleyken; kitaptaki bilgi kırıntılarının neredeyse tümüne de vakıf olduğunu hicap ederek belirtmeliyim. Ancak bu bilgiye sahip olmayanlara böylesine coşkunca taarruz edemeyeceğimi de biliyorum. Belki de yanlış yapıyorum ama bu böyle!
Ben sevemedim ama bu, daha önce okuduğum üçlemeyi kitaplığımın en gözönündeki bir rafa yerleştirdiğim (sonra da okunacaktır) gerçeğini değiştirmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder