Kapağına ve yazarına bakıp bilimkurgu zannedilmemesi gereken öykü kitabıdır. Asimov bu öyküleri ilk kez Ellery Queen'in Gizemli Hikayeler Dergisi'nde yayımlamış, tutunca devamı gelmiş ve nihayet kitap haline dönüşmüştür.
Fazlasıyla kişisel ögeler içeren hikayelerin tümü de birbirine benzemektedir. Hali vakti yerinde bir grup erkeğin "Karadul" titri ile toplandıkları yemekte bir konuklarını "sıkıştırmaları", bunun sonucunda esrarlı bir sorunun zuhur etmesi, hep birlikte kafa yormalar ve nihayetinde garson Henry'nin çözümü şıpınişi bulması. Bilimkurgu ve gizemle ilgisi olmayan hikayeler yalnızca hayalgücünüzü tetiklememekle kalmıyor, içinizdeki sıkıntı canavarını da besliyor. Yazar, arkadaşlarından bir grubu betimlediği açık olan bu topluluğun sohbetlerine kendini de dahil etmekle (üçüncü tekil şahıs olarak) bir beis görmüyor.
Kendi adıma hızlı okuma yaptım (bir günde bitti!). Bir daha okur muyum? Asla. Kitapta tek hoşuma giden şey: konuğu sıkıştırırlarken sordukları ilk soru oldu (-Varlığınızın amacını nasıl açıklıyorsunuz? (birini tanımaya başlamak için kesinlikle iyi bir soru!)) bir de kitapla ilgili olarak bir kitap satıcısının yaptığı açıklamalar. (Bkz."Üçlü Şeytan" adlı öykü).
Haydi şöyle özetleyeyim de öyküyü okumaktan kurtulalım. "Şeytanın avukatı -Sinema ve televizyon çok popüler ve daha çok para kazandırıyor, kitabı kim okur. Kitapçı - Hızlı yiyecek restoranları da popüler ve çok kazandırıyorlar ama iyi bir fine dining'in (ne işim olur fine diningle) şık bir restoranda yenilen iyi bir yemeğin yerine geçemezler." Nokta!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder