Hazır tarihi diziler reyting alıyorken dizi kıvamında kitap niçin yapılmasın ? Yapılıyor işte... Hakir görmüyorum, üstelik faydalı bile sayılabilir. Lakin önümüzde yatan 183 sayfalık bu kitap bir tarih kitabı değil, kes yapıştır bir kolajdır.
Bakmayınız kapakta kocaman T.A.&İ.O. yazdığına, içinde yer alan yedi ana konu; T.A.'un sorular sorup konu ile ilgili ve bilgili tarihçilerin verdiği drajemsitrak (bu ne böyle ?) cevaplardan oluşmaktadır. Yoksa kitabımız bu iki isim tarafından yazılmış değildir.
Tarih, ilginç bir disiplin. Sığ yaklaşırsanız fikir sahibi olamıyorsunuz, derinlemesine incelerseniz boğuluyor, daralıyorsunuz (sizi bilmem, ben öyle oluyorum). İkisinin ortasında bir "Osmanlı'nın En Uzun Yüzyılı"nı gördüm. Yine de hafakanlara davet çıkarmak pahasına, arada İnalcık Hoca'ya, Ortaylı'ya yöneliyorum (itiraf edeyim hiç bir seferim tek kertede nihayet bulmadı). "Tarihin Gölgesinde" iki günde bitti. Bay Akyol açıklayanları fazla detaya girmeden öyle kısacık kesmiş ki, sıkılmaya vakit bulamıyorsunuz. Arada sıkıldığınızı hissettiğinde (paranoyakmıyım Taha Akyol okuduklarımdan sıkıldığımı anlar mı ?) zart diye "Bülbülderesi mezarlığındaki mezarlar niye kıbleye dönük değil ?" türü ikircikli sorular yansıtıp okurun merakını cezbediyor.
Velhasıl üstünkörü bilgi sahibi olmak için yolculukta, şezlongda okunabilecek bir kitaptır. Yalnız fikir sahibi olmak için daha derinlikli okumak gerektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder