İnternet üzerinden kitap satan sitelerde ciddi yavaşlama var. Verdiğim siparişin hazırlanması üç haftayı bulunca diğer kitabın e-kitap versiyonunu bir daha okudum, bitirdim, burada da yazdım ama bu kitabın e-kitabı yok. Mecburen bekledik. Dün öğleden sonra geldi, geceyarısına doğru bitti (156 s.). Ama cep kitabı boyutlarında olduğu ve alışılageldik yapraköz diline sahip olduğundan, çabucak bitmesine şaşırmamak gerek.
Jülide, duygusal bir travmanın ardından yeni bir eve taşınır (yeni başlangıçlar yazarımızın hoşuna gidiyor ki birçok kitabı böyle başlıyor!). Evin yerini de biliyorum ha! Altıyol'a yakın, şükela bir mekan. Herşey çok güzel gidiyorken, olaylar gelişir.
Yürek kaldırıcı son on sayfa haricinde yavaştan ilerleyen olaylar, doksanlı yılların o şımşıkırdak atmosferinin (kimi anılar kötü ama (Madımak Oteli falan)) insanı saran ılıklığı, iyi işlenmiş gerçeğe yakın karakterler (ama öyle müdür (Devrim) modeli ben bilmiyorum (35 küsur yıllık çalışma hayatımda görmek nasip olmadı)), günlükler ve aktüel yazılan satırlarla çift yönlü bir anlatım (ki ben yazsam öyle bir yöntem izlemezdim ("sıkıysa sen yaz Arakolpa" içses)) Neticede bugünlerde (eğer benim yaptığım gibi oburcasına okumayıp zamana yayarsanız) zevkle, merakla okunacak bir kitap. Polisiyeseverlere öneririm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder