6 Ekim 2019 Pazar

"Joker" Şakacı Bu Kez (her zaman olduğu gibi) Güldürmüyor!

   Dün izledim. Unutmadan yazayım.
   Marvılın süperkahraman filmlerinden değildir. Atlamalı, zıplamalı, CGI'lı özel efektler falan yoktur. İşte tam da bu yüzden bana göre en gerçekçi marvıl filmi olmuştur.
   Baştan sona sepya, sarı, yeşil filtreler ve ağırklostrofobikmelankolik büyük yaylılarla geçilen bir müzik eşliğinde (itiraf edeyim son yıllarda beni en etkileyen film müziklerindendir (ha çok mu hoşuma gitti? Hayır! ama bu etkili olmasını etkilemiyor)) izlenen bir filmden ne bekleyebilirsiniz ki? Elbette film bittiğinizde ağzınızda kekremsi bir tat, zihninizde acı bir tortu kalacaktır. Hele ki konu da böyle karamsar olduğunda.
   80'li yılların Gotham'ı (bildiğiniz (nasıl olup da biliyorsak!) Niyork). Anacığıyla yaşayan Arturflek bitmiş, okeye dönmekte ama farkında değil. Ayaküstü komedyen olma hayali var ama komik değil. İşsizlik, ekonomik sorunlar, toplanmayan çöpler, devasa sıçan istilaları, kötü arkadaşlar, dallama patronlar, deli bir anne, psikolojik (hatta psikiatrik) sıkıntılar, fukaralık ve elbette olmazsa olmaz gerçekleşmeyecek bir ideal (başa çıkamadığı durumlardaki gülme krizleri). Hal böyleyken kırılma normal. Ama kırılmanın nereye olacağı meçhul. Biraz da hikayenin genelini bildiğimiz için bu kırılmanın ne yöne olduğunu biliyor ama merakla pür kötülüğün ortaya çıkış hikayesini izliyoruz. 
   Öykünün genelinde hep diğer Batman filmlerinin tam aksi yönden temaşa ediyoruz durumları. Böyle olunca da sessiz ve ezik çoğunluğun nerelerde kitlesel hareketlere geçtiğini, kendisine nasıl liderler çıkardığını idrak eder gibi oluyoruz. Bu açıdan holivutun baskın ideolojisinden farklı bir yaklaşımla karşılaştığımız için şaşırıyor gibi de oluyoruz ama yönetmen ve senarist (%75'i daha önce pek de süpersonik filmleri olmayan Tadfilips) basiret sahibi izleyiciler için diğer tarafı haklı gösterecek mebzul kırıntılar bırakmış (sistemi böyle kötülemek olmaz!).
   Jekinfiiniks hep izlediğimiz bir aktör. Seviyoruz arızalı hallerini (en son Sisters Brothers'da da böyle kafakırık bir roldeydi, orada da iyiydi). Lakin arkadaş bu filmde aşmış. Verilen kiloları falan hiç saymadan bile içinde bulunması gereken halleri (televizyon şovundaki iyi evlat, kafayı kırdığını anladığı an, o garaip (ama her nasılsa estetik) dansı, pseudo neşesi ve daha neler) senaryodan daha fazla vermiş. Oskar amcayı alır bence (o heykelin de bir uğursuzluğu vardır ama dur bakalım!). 
   Güvercinim diisi marvıl filmlerini falan pek sevmez. O bile sonuna kadar merakla izledi (cebren sürükledim!) ve filmin sonunda "nasıldı?" diye sorunca "değişik" dedi. Hakikaten de bu kurmaca evrenin en "değişik" filmlerindendir. Genelgeçer film kritiklerine katılmayı pek sevmiyorum (hanimiş benim fularım?) ancak kez film hakkında yazılanlara katılmamazlık edemiyorum. 
   Son olarak Nolan'ın Joker'i Ledger ile bu rolü kıyaslamak yanlıştır. Bülbülyuvası mı güzeldir Dilberdudağı mı ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder