17 Ekim 2019 Perşembe

"Kesin İnançlılar" Liman İşçisinin Siyaset Okullarında Okutulması Gereken Sosyolojik Tespitleri.

 
   Erikhofır sıradışı bir adam. Küçükken kör oluyor, okula falan gidemiyor (yok o zamanlar engelli okulu (19.yy sonunda doğuyor (1898))). Sonra gözleri açılınca "ya yeniden kör olursam" korkusuyla deliler gibi okumaya veriyor kendini. Ama okul treni kaçmış bir kere, ekonomik vaziyet de kötü. Hep gelgeç işlerde çalışıyor, mütevazı bekar odalarında yaşıyor. Yaşadığı yerler hep kütüphanelere yakın. Durmadan okuyor abimiz.
   En nihayet düzenli bir işte karar kılıyor: liman işçiliği (düpedüz hammallık), ama maaşı sendikası falan var. Bu meyanda okudukları ve gözlemledikleri zihinde birikim yapınca kendince birtakım notlar alıyor (sentez yeteneği diyoruz buna). Sonra bu notlardan ilk kitabı ortaya çıkıyor "True Believers". Daha sonraları kitapların sayısı dokuzu buluyor. Sosyal bilim çevrelerinde de dikkati çeken yazar, üniversitelere konuk olarak çağırılıyor. Bazısını kabul ediyor bu davetlerin ama bu arada ilginç bir şey var. Bu akademik gelişmelerden iş çevresinin hiç haberi yok. Düşünün: birlikte bedensel iş yaptığınız bir arkadaşınız, haftasonu üniversitelerde ders veriyor!
   Ancak liman işçiliğinden emekli olunca, arkadaşlarının haberi oluyor bu entellektüel yönünden. Hayat hikayesi açısından bence çok önemli bir örnek. Bu saikle "Kesin İnançlılar"ı daha bir şevkle okudum.
   Belirtmeliyim ki: siyasete hallenenlerin, sosyolojiyle yakın durmak isteyenlerin kayıtsız kalamayacakları ve hatta siyaset akademilerinde okutulması elzem bir matbuattır. Geniş kitle hareketlerinin hangi koşullarda ortaya çıkabileceğini, nasıl liderlere ihtiyaç duyduklarını/duyabileceklerini (bakın burası çokomelli), nasıl yönlendirilebileceklerini; hiç de gereksiz akademik jargona kaçmadan (Bilale anlatır gibi) güzel güzel anlatıyor. 
   Yazılanların, içinde bulunduğumuz toplumla benzerliklerini düşündükçe Bay Hoffer'ın gözlemlerinin ne isabetli olduğunu anlıyoruz. Yine de yazılanlardan faydalanarak kitlesel hareketler yaratmak demokrasinin köküne kibrit suyu ekebilir. Ele alınan kitlesel hareketler hep uç örnekler (Nazizm, Sosyalizm, çeşitli devrimler vs.). Bunlar mikro (grev) ve makro (devrim) çerçevelerde de incelenmiş. 
   Siyaset ve sosyolojiyle ilgileniyorsanız okumalısınız, yok eğer onlarla işim olmaz diyorsanız da okuyabilirsiniz, yok "ben böyle geldim böyle gideceğim!" diyorsanız okumayın zaten...

4 yorum:

  1. Bu kitabı duymuştum. Hatırlattığınız iyi oldu. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bağımlılık yaratacak bir üslubu yok ama amacına uygun yazılmış. Hiç bir şey değil :)

      Sil
  2. gerçekten yazarın ilginç bi hayat hikayesi var. kütüphaneye yakın ev tutması özellikle ilgimi çekmişti. bu kitabın bi ara baskısı yoktu, sahaflar yüksek fiyattan veriyorlardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kitapçılarda bulamadım. Nadir kitap sağolsun, makûl de bir fiyattan bulabildim.

      Sil