Rutine bağlamış bir okuma planım var kendime göre. Soner Yalçın'ın tespitlerinden kafam yanmak üzere. Kitapçılarda dolaşırken o kapak beni kendine çekti (Sağolsun Bayan Yayla da azmettirici oldu). Dayanamadım aldım. İki uykusuz geceme maloldu. Gecenin bir yarısı başladım. Ertesi gün iş güç, derken gece yarısına doğru ikinci fasıla başladık ve bugünü iki saatlik uykuyla geçirmek zorundayım.
Fantastik bir polisiyedir kitabımız. Kahramanımız Aziz, hepi topu bir sefercik yaşadığı zaman yolculuğunda eski bir cinayeti çözmeye hallenir. OIaylar gelişir.
Üslup (ki kullanılan dil, burada yazılanlara benziyor (faş etmek falan)), kurgu, tasvirler (bilhassa BÜ kampüsü), karakterler; bildik Canıgüz tarzı. Final kuntastik : "-Ben bu anı daha önce yaşamamıştım sanki !" ve daha sonra gelen replikler. Sizi bilmem, benim kafamı iyiden açtı.
Eleştirilerine baktım. Yazarı kendini tekrar etmekle suçluyorlar. Sizi bilmem, fakir yazarda üslubu sever, tarzı sever. Bu tarzı seviyorum. Yok Polostır gibi fuzzy roman yazacaksa yazmasın. İyi böyle...
Nedir : polisiye ve fantazya sevenler kaçırmamalıdır. Bibliyofil zaten ıskalamaz. Diğerleriyle de hiiç işim olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder