240 Sayfada, anayasa tarihimiz ile başlayan yakın tarihimiz üzerine notlarla devam eden, Türkiye'nin dış politikası ile finale yaklaşan, tarihten miraslar ve eğitim sistemimiz ile biten bir kısacık tarihi dökümü okumak isteyenlerin başvuracakları kitaptır. Yazarımızın titri belli, bu sıfatla ele alıyor konuyu. Haliyle, yaptığı kıyaslar, tespitler oldukça ilginç özellikler taşıyor. İlber Hoca'nın kitaplarını ikiye ayırmak mümkün akademik ve popüler olanlar. Kitabımız popüler olup, kitlelere tarihi sevdirmek amacıyla yazılmış. Bu uzunlukta bir tarihi kesiti 240 sayfada özetlemek değil özetin özetini çıkarmak dahi oldukça zor. Nedir: yazarımız bunu kendine özgü bir üslupla gerçekleştirip, madde madde çıkarımlarını yazmıştır. Nereden bakarsanız ilginç bir deneyim.
Kendi adıma altını üstünü çizip, bu konularda daha derinlikli okumalar isteğine kapıldığın bir çok dönem oldu. Zannediyorum kitabın asıl amacı da bu! Hamasi değil gerçekçi durumlardan (misal:Almanya'nın Malazgirt savaşından taa 500 yıl önce Germenleştirilmesi!) yakın tarihimize dair somut tespitleri okumak için başvurulmalıdır. Ayrıca kuru bir tarih derlemesi olmayıp, renkli bir dille yazıldığından (bir yerde "zaten argonun etimolojiyi bilmek diye bir kaygısı yoktur" demesi güldürdü fakiri); okunması her yerde mümkündür. İlla ki sessizlik, okuma ışığı falan gerektirmez. Öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder