Tüm filmlerinin arşivimde kuzular gibi durduğu, "Cennetin Çocukları"nda gözlerimin buğulandığı, "Serçelerin Şarkısı"nda yutkunduğum yönetmen Mecit Mecidi'nin 2017 yılında çektiği "Bulutların Ötesinde" gösterime girmiş (elbetteki güzel ve yalnız ülkemde gösterilmemiş). Nasıl kaçırdım yahu! deyip malum ortamlardan edindim, izlemeye başlamadan önce şöyle bir ekibe göz gezdirdim. O da ne? Filmimiz Bombay'da geçiyor (nedir bu İranlı yönetmenlerin başka yerlerde film çekme modası? (Ferhadi İspanya'da çeker, Mecidi Hindistan'da)). Müzikleri A.Rahman yapmış (birkaç albümü arşivimdedir). Oh şükela!
İki saat. Bir torbacının hikayesi. Başına türlü haller gelir (su testisi su yolunda kırılıyor). Halleri izlerken iki saat gelir geçer, yazılar çıkar (yazılar çıkmadan önceki o son sahnede zum yapmayaydın iyiydi Bay Mecidi (senin izleyicin o metaforu çakar)).
Bence yönetmenin en zayıf filmlerinden biriydi izlediğim. Ne Hintli oyuncuların çabaları (yok! bunda da abartısız oyunculuklar var ama nebliyim (özellikle başkarakter Amir'in bir iletişim sorunu olduğu kesin (yoksa niye durmadan bağırıp dursun?))), ne de senaryonun bütünlüğü fakiri içine çekemedi. Yönetmenimiz daha önceki işlerinden bazı benzer duyguları aktarmış sanki ama sanki self servis tatil köyünde (orta halli olanlarında ama) öğle yemeği yermiş gibi olmuş. Hımm patlıcanlar gevşek, kızartma almayalım, dolma tazeye benziyor (ama dolmanın eti eser miktardadır) gibi. Önümüze konulan duygular, ilişkiler var ama doğaldan uzaklar. Garaj çekimlerinde, (o meşhur) Bombay genelevlerinde (belgeseli vardır, kaçırmayın), holi festivalinde değişik bir kültür tanıma ve tanıtma çabası var. Güzel sinematografik dokunuşlar var. Ama bir Mecidi filminde olan (olması gereken) duygudan çok uzak. Para ve olanakların çokluğu kimilerine iyi gelmiyor. Ya da hamsinin tadı Marmara'da bozuluyor. İzledikten sonra silip arşive katmadım hesap edin. Mecidi tutkunları uzak dursun (yönetmenden soğursunuz).
Tanıtım için çok teşekkürler.
YanıtlaSil