20 Ekim 2014 Pazartesi

"Hasta Etmeyin Adamı" Prof.Küçükusta'dan Tıp "Endüstrisi"ne Ağır Eleştiri.

 

   Tıp artık endüstri oldu. 
   Bilimin, sermayenin emrinde olduğunu açık eden bir kitabı Mart ayında tanıtmış idim. Konuyla ilgilenenler "Halkın Bilim Tarihi"nin son yüz sayfasını okusun, tüyleri tiken tiken (evet TİKEN !) olmazsa namerdim (bu fiil sadece insaniyetini kaybetmemiş insanlar için geçerlidir). Tıp da bir bilim olduğuna göre bu akibetten kaçınması mümkün değil. Nitekim, ilaç sanayii sermayenin en önemli ayaklarından biri. Hatta son USA seçimlerinde başkan adayını çelik, petrol ve silah kartellerinden daha yüklü miktarda desteklediği açıklanmıştı yamulmuyorsam. 
   Neyse ne. 
   İşte bu ahval ve şerait içinde; midesinde gaz sorunu olan yurdum insanı doktora gittiğinde kendisine yazılan (ve ömür boyu kullanması gereken) kolesteroltansiyonantidiyabetik ve türevi ilaçları almakta bunları kullanırken yarı-tanrı statüsüne oturttuğu doktorların kararlarını sorgulamayı asla aklına bile getirmemektedir. Hüzünlenerek gözlemliyorum ki (bu fiili bugünlerde pek sık yapmaktayım) endüstrinin içindeki doktorların çoğu; sistemin güzelce parçası olmuşlar, kotalarını (ilaç yazma kotaları var bunların) doldurmak pahasına ilgili ilgisiz ilaçları dayıyorlar kafalarına göre (elbette helal süt emmişlerini tenzih ediyorum, ama bana bugüne kadar pek azı denk geldi (bu arada pek doktorlarla da işim olmadı (iyiki de))).
   İşte bu endüstriyel sektörün içinde bir ayrıkotudur Prof.Küçükusta. Bir iki kitabını okumuş idim. En son da "Hasta Etmeyin Adamı"yı bitirdim. Arka kapak, kitabın küçük bir özeti aslında : virgülüne dokunmadan yazıyorum.
   "Hastalıklar artıyor, Gıda zannederek yiyip içtiklerimiz bizi daha çocuk yaşta zehirlemeye başlıyor.
   Tıp ise üç maymunu oynuyor, duymuyor, görmüyor, uyarmıyor. Bugün tıbbın en büyük marifeti : "Kontrole git bakalım, neren hastalanmış" demek. O büyük an gelip de hastalandığımızda büyük bir sevinçle üzerimize atlıyor. Testler, tahliller, MR'lar, ilaçlar, cihazlar, ameliyatlar... "vahşi tıp" ve "sağlıksız gıda endüstrisi" ortak çıkarlar doğrultusunda adeta sırt sırta vermiş "müşteri" (bakın bu yakıştırma önemli) bekliyor !
   Allahtan, modern tıbbın robotu olmamış, "şefkatli" hekimlerimiz de var. Prof.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta bu kitabında peynir ekmek gibi tükettiğimiz gündelik zehirleri ifşa ediyor. Margarin firmasıyla kol kola kampanya düzenleyen derneklerin ipliğini pazara çıkarıyor. İlaç ve gıda şirketlerinin adamı olmuş sözde otoritelerin kulağını çekiyor. Uluslararası tıp yayınlarını yakından takip eden yazar, dünyada neler olup bittiğini, çıkarmamız gereken dersleri de anlatıyor.
   Prof.Küçükusta'ya göre esas marifet "koruyucu hekimlik" olduğu zamanlardaki gibi sağlıklı yaşamamız ve hastalanmamamız. Bunun için de ambalajlı yalanları yutmamamız lazım !"
    Kitap hacimli değil, hap gibi. Bir günde biter. İçinde beş bölümde ezberlerinizi bozacak bilgiler var. Vücut Kilo Endeksi, Oruç/açlık/beslenme, Süt/tereyağı/yoğurt/yumurta/tavuk, Abur cubur yiyecekler ve Ivır zıvır yiyecekler başlıkları altında, doğru bildiğimiz yanlışların yahut hiç bilmediğimiz tıbbi gerçeklerin idrakine varıyoruz. Prof.Küçükusta iddialı konuşuyor ve iddialarının ardında da bilimsel gerçekler var. Her makalenin sonunda, makaleyi destekleyen uluslararası yayınlar var. Bizim bunlardan haberimiz yok. Çünkü bunları bilmemizi birileri istemiyor.
   Misal : obezite paradoksundan kaçınızın haberi var. O da şudur : ciddi bir hastalığa yakalanan kişi eğer obezse (ya da obez demeyelim de vücut kitle endeksi doğru değilse) yaşama şansı daha yüksek. Bu, şehir efsanesi değil bilimsel gerçek.
   Vücut, kitle endeksi hakkında da ilginç önerileri var üstadın. "Doğal yiyeceklerle besleniyor, yeterli derecede hareket ediyor, sigara ve alkolden uzak duruyorsanız kilonuza takmayın. Uzun ve sağlıklı yaşarsınız. Vücut kitle endeksini yakalayacağım diye kendinizi paralamanıza hiç gerek yok !" diyor. Bu; os ....'tan teyyare, selam söyle o yare tarzında bir öneri değil, gayet de bilimsel yayın ve istatistiklerle desteklenen bir tez. 
   Uzatmayalım.  Ambalajlı gıdalar hayatınızda yer alıyorsa, vücut kitle endeksinize takmışsanız, sağlık konusuna ilgiliyseniz, çocuklarınız varsa, kutulanmış içecekler tüketiyorsanız (süt ve ayran dahil) okumanızda fayda var. Fazla vaktinizi almaz, ezberlerinizi bozar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder