Bilim dediğinizde aklınıza ne geliyorsa, işte tüm o aklınıza gelenleri bir temele oturtabileceğiniz kitaptır.
Sizleri bilemem, bilim dendiğinde benim aklıma in vitro çalışmalar geliyur idi. (laboratuvar işleri). Ve dahi, şu yazdığım satırların, beni ısıtan mekanizmaların, akşam yediğim yemeğin, üstüme geçirdiğim kıyafetlerin; velhasıl bu kadar rahat yaşamamın müsebbibi olarak bilimi varsaydığım da bir gerçektir. Bilimsel devrimin üzerinden yüz yıl kadar bile geçmeden sadece seçkin bir zümreye bırakılan ve eski popülaritesini yavaştan yitiren bilim, nasıl oldu ?
Bugünkü haline hangi aşamalardan geçerek geldi ?
Hep seçkinci miydi ?
TÜBİTAK yayınları işte bu aşamada devreye giriyor ve meraklı insan kişisinin zihnindeki sorulara, 2012 yılında ilk baskısını yaptığı bu kitapla cevap veriyor.
Kitabımızın asıl eğildiği konu; bize hep parlak bir iki şahsiyetle özdeşleştirilen bilimsel ilerlemelerin ardında yatan adı bilinmeyen kişiler, eğitimsiz bireyler, zanaâtın birikimi, sanatçının birikimi ve adsız kahramanlar.
Misal : farmakolojide "Aspirin" mucize bir ilaçtır. Mucidi de gereken pohpohlamaları almıştır. Lakin söğüt ağacı kabuğu yüzyıllardır, "Aspirin" olarak paketlenmeden önce de aynı amaçlarla kullanılıyordu.
Misal : çiçek aşısı insanları kırılmaktan kurtardı ancak icadından yüzyıllarca önce dünyanın değişik yerlerinde (misal Anadolu'da) çiçek aşısına benzer uygulamalarla hastalıktan korunuluyordu.
Bu kadar misal yeter.
Tarihse : kitabımız "tarih öncesinden" başlıyor.
Bilimse : en temel referansların kökenleri inceleniyor.
Halk ise : tarih ve bilim gibi iki referansa dayanarak didik didik inceleniyor.
Bu konulara yönelik merakınız varsa, bilimin bu güne kadar ele alınmamış bir açıyla yorumlandığı bu esere yakın durunuz.
Bu konulara yönelik merakınız varsa, bilimin bu güne kadar ele alınmamış bir açıyla yorumlandığı bu esere yakın durunuz.
Sosyoloji, antropoji ve tarihe yakınsanız daha da yakın durunuz.
NOT :
Çiçek aşısı icat edilmeden yüzyıllarca yıl önce Anadolu'da çiçek aşısı yapıldığını, Akademi'yi kuran Eflatun'un, Lise'yi kuran Aristo'nun bilime ettikleri kötülükleri, Günümüzün 200 türü tanıyabilen botanikçilerin yanında 1000 (yazıyla bin)'i aşkın bitkiyi isimlendiren, tanıyan, kullanan aborjinlerin botaniğin temellerini oluşturduğunu, ve buna benzer daha pek çok bilgiyi hazmedebileceğiniz bu eser hakkındaki yegâne eleştirim; sonlara yaklaştıkça (bilim seçkinleştikçe) okumanın zorlaştığıdır.
O nedenle 400 ncü sayfadan sonra ikincil bir okuma ile daha kolay bitirilebilir...
Diye yazdım oysa asıl bomba son 100 sayfada patlıyormuş. Yukarıdaki satırları sona 120 sayfa falan kala yazmıştım, son yüz sayfada çok çarpıcı açıklamalar var. Anlatmaya kalksam uzun sürer, şu kadarını söyleyeyim 2.Dünya Savaşındaki gazodalarıkrematoryumlarını bilimle ilişkilendirebilir, "yeşil devrim"in iç yüzünü öğrenebilir, soy ıslahı denen şeyin nasıl legalize olduğunu dehşetten tüyleriniz diken diken olurken okuyabilirsiniz. Sadece sonu için bile okunmaya değer.
Bir de fiyatı 13.-TL. Bunu da alıp okumazsanız, çok yoksulsunuz demektir. Mesaj gönderin, kitabı vereyim öyle okuyun...
Çiçek aşısı icat edilmeden yüzyıllarca yıl önce Anadolu'da çiçek aşısı yapıldığını, Akademi'yi kuran Eflatun'un, Lise'yi kuran Aristo'nun bilime ettikleri kötülükleri, Günümüzün 200 türü tanıyabilen botanikçilerin yanında 1000 (yazıyla bin)'i aşkın bitkiyi isimlendiren, tanıyan, kullanan aborjinlerin botaniğin temellerini oluşturduğunu, ve buna benzer daha pek çok bilgiyi hazmedebileceğiniz bu eser hakkındaki yegâne eleştirim; sonlara yaklaştıkça (bilim seçkinleştikçe) okumanın zorlaştığıdır.
O nedenle 400 ncü sayfadan sonra ikincil bir okuma ile daha kolay bitirilebilir...
Diye yazdım oysa asıl bomba son 100 sayfada patlıyormuş. Yukarıdaki satırları sona 120 sayfa falan kala yazmıştım, son yüz sayfada çok çarpıcı açıklamalar var. Anlatmaya kalksam uzun sürer, şu kadarını söyleyeyim 2.Dünya Savaşındaki gazodalarıkrematoryumlarını bilimle ilişkilendirebilir, "yeşil devrim"in iç yüzünü öğrenebilir, soy ıslahı denen şeyin nasıl legalize olduğunu dehşetten tüyleriniz diken diken olurken okuyabilirsiniz. Sadece sonu için bile okunmaya değer.
Bir de fiyatı 13.-TL. Bunu da alıp okumazsanız, çok yoksulsunuz demektir. Mesaj gönderin, kitabı vereyim öyle okuyun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder