İlk kez Oskar ödülleriyle aynı fikirde olduğum filmdir.
Örvingrozenfeld, mutad üçkağıtlarını açarken yakalanır. Yakayı sıyırmak için davranış bozuklukları olan bir FBI ajanıyla beraber muhbirlik aksiyonlarına girer. Bakalım dişli köpekbalıklarının arasından sıyrılabilecek midir ?
Konumuz budur.
İki buçuk saate sündürülen filmimiz, kimi zaman tempoyu düşürüyor, kimi zaman izleyiciden yorum bekliyor, kimi zaman sadece ilerliyor. Sabredilirse bir süre sonra da bitiyor zaten. Sanat yönetmeni beyi tebrik ederim, dönemi pek iyi yansıtmış, kostümler, müzikler, dekorlar Muhteşem Yüzyıl'ı aratmıyor. (son tespit son derece gayri ciddidir.)
Bigudili Bredliy |
On oskara aday olmasını aklım almamıştı. Bence vasatüstü (o da oyuncuların ve sanat yönetmeni beyin hatırına) bir dönem filmiydi. Neyse; kıt sinema bilgimizle ukalalık yapmayalım, vardır bir bildikleri. Krisçiyınbeyl rol uğruna ortaboy bir foka dönmüş ama senaryoda yazılan tipleme fazla bir yetenek gerektirmediğinden heba olmuş gitmiş. Son dönemin cilalanan yıldızı Cenifırlovrıns (biraz rol yapmayı öğreniyor mu ne ?), arıza eş rolünde yüzüne mimik yaptırdığı zamanlarda idare ederdir (mimiksiz yüzü çok donuk). Bredlikuupır da üstüne düşeni yapıyor (süpervayzırıyla yaptığı diyaloglar gülümsetmekte). Oyuncular ellerinden geleni yapıyorlar, görsellik şahane, müzikler şükela. Ama film olmamış.
Yalnızca; aşağıda (çeşitli cambazlıklar yaparak filmden almış olduğum) gösterilen kareleri görmek ve müzikleri dinlemek için bile, boş bir akşamüstünü değerlendirmek için izlenebilir, izlemezseniz de fazla bir şey kaybetmiş olmazsınız....
Sırf bu iki sahne için sarıp tekrar izleyebilirim. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder