"Lozan'da alınan mübadele kararıyla, Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş ve savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Ege'deki bu adaya yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Adanın kaderi Poyraz Musa'nın gelişiyle değişir. Adaya sığınan çeşitli kökenlerden insanlar, Poyraz Musa'nın desteğiyle yaşadıkları bütün acılara karşın umudu ayakta tutarak yeni bir yaşamın filizlerini yeşertirler."
diye oldukça sığ bir arka kapak tanıtımıyla zuhur eden "Bir Ada Hikayesi" dörtlemesinin birinci bölümü FSKAB, Yaşar Usta'nın (ki bu "usta" tanımlaması benim için pek önemlidir) (şimdilik) son seri romanı.
Yıl 1915, yaşadıkları yaşayacakları kadar sarih olmayan Poyraz Musa, mübadelede boşaltıldıktan sonra kimsenin gitmediği Karınca Adasına yerleşmeye karar verir. Adayı terk etmeyen Vasili Atoynatanoğlu, Poyraz Musa'yı vursun mu, vurmasın mı bilemez. Bu meyanda anılar, karakterler bir gelir bir giderler. Dönem, gıllıgışlı, acılar taze, kitleler müteharrik, yazabilene malzeme çok. Yaşar Kemal de yazabilen bir kişi.
Yazarımızın üslubu belli, bir ağacı tasvire kemiksiz üç sayfa ayırabiliyor. Ancak bunu o kadar güzel yapıyor ki, fakir gibi sabırsız okurlar dahi her bir satırını okuyor.
Okurken fazla kasılmadım. Romanın büyük bölümü iki ana karakterin adada yalnız geçirdikleri zamanda vuku bulduğundan (ki bazen aklıma Robinson ve Cuma gelmedi değil), kimi zaman bazı tekrarlara girilmiş olması (misal : Vasili'nin balık tutmaları, uyumaları, sandalına yer bulmaları ve buna benzer günlük rutinleri ) çok bayıyor. İşte tam bayılır gibi olduğumuz zamanlarda, yazarımız bir geri dönüş yapıyor ve bir anda dikkatimiz yükseliyor.
Bana göre kitabın en güzel yerleri de bu geri dönüşler. Kâh Arabistan çöllerinde, kâh Sarıkamış'da, kâh Allahuekber dağlarında geziniyor, orada yaşanları, yaşayanları gözlemliyoruz. Sonra Ege'ye dönüyoruz. Ege'de yaşananlar maalesef başka coğrafyalardaki gibi insanı içine almıyor. Yaşar Usta sadece Anadolu'yu yazsaydı da, Ege'nin oynak sularında dolanmasaydı diye içimden geçiriyorum.
Her halukârda edebiyata düşkün bibliyofiller (sanki aksi mümkünmüş gibi) okumalıdırlar. Koca kitaptan da aklımda kalan tek cümle : "Savaş icat eden, görmesin cennet." oldu. Ömrün sağlıklı ve uzun olsun Yaşar Kemal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder