Venedik film festivalinde yuhalamışlar bunu. Ben olsam yuhalamazdım. Ama sonuna kadar izlemek de başarıdır.
Müzik çok rahatsız edici, hiç bir şeyin olmadığı sahnelerde bile zınn zınn kafamı ütüledi durdu. Filmdeki hiç bir karakterin adı yok. Son bir iki dakika haricinde bilimkurgu efekti yok. Yönetmenin senaryo gibi bir derdi yok. Kurgu yok. Çekimler HD video kamera ile yapılmış gibi. Işık, kadraj, sekans falan pek deneysel (yok !). Durağan sahneler, akla NBC'nin ilk dönem filmlerine rahmet okutacak kefasettedir. İki saate yakın (108 dk.) bir süre "du bakali nolecek ?" beklentisiyle sonunu getirdim. Ev halkının tümü uyudu. Ben inat ettim uyumadım. Böyle olacağını bilseydim uyurdum.
Evet bu lümpen tanıtımımız.
Bir de diğer yönden bakalım.

Kendisine verilmiş görevi bihakkın yerine getiren kadın karakterimiz, femfatal bir görüntü içinde ve son derece metaforik bir kostüm tasarımıyla (kürk) türümüzün erkeklerini en zayıf yerlerinden vuruyor (apışaralarından). Femfatal görüntülerinin sinematik olarak bu kadar net verilebildiği başka film görmedim. Karanlık yüzeyde kadının peşinden giderken yavaş yavaş boğulan ve sadece deriden ibaret kalan erkişiler !..


Kübrik, Linç, Triyers sinemasını seviyorsanız, bunu da seversiniz (ama çok çabalamanız gerek).
Karar sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder