Amerika'da bile Ekim 2014'de vizyona gireceği halde, fakirin Ankara Sinema Festivali içinde izlediğinden tanıtımını önceden yapmasından ötürü sinefillerden gelecek hayır duayı (beyhude ama olsun !) beklediği filmdir.
"Dünyada su tükenmiştir, her yer çöldür. Taşrada bir çiftlikte babalarıyla birlikte yaşayan iki genç hayatın onlara sunduğunu alırlar yahut sunulanın ötesini." konumuz kabaca böyledir.
Bilimkurguyu (hele de efektsiz olanları) pek severim. Maykılşenın'ın deli bakışlarının hastasıyımdır. Niklısholt dahi "Ilık Vüjutlar"dan beri bir tür sempatimi kazanmıştır. Bölümlü (filmimiz üç karakteri inceleyen üç bölümden oluşuyor) filmleri de severim. Ama "Young Ones"i sevemedim. Şöyle açıklayayım :
Senaryo pek güzel. Geleceği betimleyen detaylar ince görülmüş (toprakla bulaşık yıkama gibi). Oyunculuklar vasatın üstünde. Teknolojiye karşı insanın durumu, Oidipus, Elektra kompleksleri, alkolün zararları !, vicdan hesaplaşmaları, aile ilişkileri, neden sonuç ilişkileri ve daha pek çok şey işlenmiş. Üstelik karamsar fütüristik bir ortamda. Ancak sonuç pek de iyi olmamış. Bu kadar çok veriyi işlemekten zaar (zaar !) filmimizin türünün ne olduğu ortada kalmış.
Belki olaylar günümüzde geçse esaslı bir dram olacak filmimiz daha iyi otururdu. Yahut gelecek ögeleri ön plana çıkarılsaydı ve aksiyon olduğu gibi kalsaydı iyi bir bilimkurgu olurdu gibime geliyor.
Bu kadar ahkam kafidir. Seferberlikte izlenebilir, kaçırırsanız da fazla bir şey kaybetmiş olmazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder