Adamakıllı film tanıtımı isteyenler bu bağlantıya tıklasınlar, benimki o kalibrede değil çünkü.
"Emekli gazi, işkencecisiyle yüzleşir." konu budur.
Kolinfört'de iyidir, Nikolkidmın'da öyle (yalnız botoks insanı ne hale getirebiliyor görmek lazım). Canıtınteplitski'yi tanımam etmem. İyiki de tanımamışım. Şu son filmi izlemeseydim de olurdu çünkü.
Sıkatlınd'ın banliyö trenlerinde romantik bir tesadüfle başlayan öykümüz, usul usul ilerlerken Eriklomeksin (Kolinfört) yaşadığı ruhsal bunalımlarla geriye dönüşler başlıyor. (yalnız etik olarak böyle sorunların evlenmeden önce ifşasından yanayım). Adamımız savaş sonrası sendromunu atlatamamış, yerlerde yatarak şiirler söyleyen bir insan.
Bay Lomeks'in balatadan yanık kokuları gelmeye başlayınca "beyim elden gidiyor !" halet-i ruhiyesine düşen Peti (N.Kidmın), gaziler kulübünde geçmişin küllerini eşeliyor. Bu arada hep geçmişe yönelik birtakım fleşbekler geçiyor ve bizler de zavallı Erik'in niye zıvanadan çıktığını görüyoruz. Filmin bir yöntemi var, önce bir kılçık atıyor, sonra geri dönüşlerle çıkartıyor. İlk bir iki seferinde ilginç gelmesine karşın film boyunca sürdürülmesi temcit pilavı tadı veriyor.
Oyuncular ellerinden geleni yapmışlar (nikolkidmın bile botokslarını hareket ettirmeyi başarmış. Aaah nerede Dogville'deki Nikol nerede !). Görüntüler, müzik falan idare eder. Ama filmin sonunda (filmi izlemeye niyetlenenler buradan sonrasını okumayabilirler) zavallı eriklomeksin travmasına yol açan işkenceyi görünce : "bu mudur abi ?" diyebilirsiniz. Ne dışkı yedirme var, ne tecavüz, filistin askısı ve manyeto bile yok. Zavallıeriklomeks, yurdum mapusanelerine düşseydi katatonik olurdu zaar !
Efendim filmin sonunda; biz sinefiller ikincidünyasavaşındaki japonların nasıl barbarik basbasbağıran bir ırk olduğunu anlıyoruz. İyi ki de Hiroşima'da ilk patlamada 80.000 (seksenbin, SEKSENBİN) insan ölmüş diyoruz. İyi ki de dünyanın en sömürgen milletinin Singapur'da "yav bu coğrafyada demiryolu yapmak çevre katliamı olduğu için biz bu demiryolunu yapmayalım bari" dediğini (ne kadar inandırıcı değil mi ?) öğreniyoruz. Filmin sonunda işkenceci de Eriklomeksin göğsüne yaslanıp ağlayınca tam kıvama geliyoruz.
Ört ki ölem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder