Ne zamandır sinema filmi yazmıyorum, bir ucundan başlamak gerek.
Oldukça uzun zamandır holivut filmi izlemiyordum. Depresif zamanların da etkisiyle herhalde "du bakalım" dedik ve ailecek (tavsiye edildiği üzere) oturduk başına.
Geçen yıl olsaydı: "Yok! Ceklandının kemiklerini tıngır mıngır döndürmüşler, bilinen tüm klişeleri kullanmışlar, kitapla ilgili hiç bir şey bırakmamışlar, nerede vahşet? neoliberalizmin çağrısı, üstelik yaşlı başlı adamı animasyonla oynatmışlar" diye çemkirip duracağım filmi, ağzı açık ayran budalası gibi izledim.
Bir üstte dediklerim harfiyen doğru. Bütün bunları yapmışlar ancak bünyenin kandırılmaya, oyalanmaya, avutulmaya o kadar ihtiyacı varmış ki, bu satırları okuyanlara önerim: İzleyin! Güzel manzaralar, ancak holivut filmlerinde görülecek tevafuklar, cici kurtlar (adeta yavrukurt sevimliliğinde!), hakkını vermeliyim ki çok özenerek yapılmış bir anime başrol (aşağıdaki fotoğrafta canlandırma olduğu anlaşılıyor mu hiç?), musmutlu bir son (herkes sevdiğini kavuşur (orada ya da burada)) görür, beyninizi uyuşturur ardından temiz bir uyku çekebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder