12 Mayıs 2020 Salı

"Metro 2033" Slavik Distopya.

 
   Ne zamandır okumaya halleniyordum da boyutu biraz korkutucu geliyordu (600 S.). Şu karantina günlerinde fırsat bulup okudum.
   Tür olarak bilimkurgu diyeni kırarım! Bildiğiniz distopyadır. Neden sorusu sordurmayıp, nasıl'a odaklanmıştır. Kısaca konu: Artyom, rutinini kırar, metroda bir anabasise başlar. Konu bu. Ancak nasıl olduğunu bilemediğimiz bir nükleer savaştan kurtulan bir avuç insanın Moskova metrosunda kurdukları küçük uygarlığın izlerini bizler de Artyom'la birlikte öğreniriz. Bu minvalde, Hansa Birliği, komünistler, ateistler, misyonerler, naziler gibi onlarca küçük oluşumun hikayeciklerini okuruz. 
   Artyom'un içinde büyüdüğü küçük istasyonundaki günlük yaşantısının ardından kendine öylesine verilen bir görevi yerine getirmek için, o güne kadar gidemediği menzillere varması pek maceralıdır. Bu yolculukta kendisine eşlik edenlerin genellikle bu hayattan göçtüklerinden midir, yoksa durmadan değişen mekanların karamsarlığından mıdır bilemedim ama Artyom'da bir uğursuzluk olduğunu düşünmeye başlamıştım ki kitap bitti.
   Okuması pek haz vermeyen uzun bir metin. Buna mukabil okumadan da duramıyorsunuz (uyuma öncesi yapılan okumalarda uyku kaçırmışlığı vardır). Çevre tanımlamaları pek detaylı yapılırken, karakterlerin tanımı pek üstünkörü geçilmiş. Akla mantığa sığmayan pek çok detay var. Şimdi bunu bir açayım.
   Kurmaca bir dünya yaratıyorsanız, kendi içinde bir bütünlüğünün olması gereklidir. Misal: bir istasyondan diğerine geçmenin zorlukları üzerinde sayfalarca yazıp, kahramanınızı o sınırdan çok güçlüklerle geçiriyorsanız; bu durum olağanüstü bir hal olmadıkça hep aynı tutarlılıkla olmalı. Kitabımızda ise bu maalesef yok. Bir yerde yüzeye çıkıldığında radyasyon insanları hemencecik etkiliyorken, başka yerde pek etkisini göremiyoruz. Bir istasyona girmek imkansızken, ilerleyen sayfalarda çabucak giriliveriyor. İşte böyle.
   Bunun oyunu da yapılmış. Youtube'dan şöyle bir trailerine (öyle mi deniyordu?) göz attım, evet aynı depresif atmosfer.
   Bilimkurgu değil distopya meraklısıysanız, buyrunuz efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder