Şükela bir aile. Herkes birbirini kolluyor, genellikle mutlular. Zahiren mükemmel bir holivut pelikulası adeta... Gel gör ki taşın oturtulduğu foya sıyrılınca (burada malumatfuruşluğumu konuşturup "foya"nın ne demek olduğunu açıklamiyciim, sorun bir hakkaka söylesin (hah bir de hakkak çıktı başımıza!)) yavaştan gözlerimiz açılıyor, acıyor.
Altın Palmiyesi var, Japonya'nın oskar adayı, finale de kaldı (alamadı (hakkı değildir (alsa ne değişirdi sanki: hiç))). Süresi pek uzun (2s1d). Sonuna kadar izleyince, düşündürüyor. Birçoğumuzun ömründe bâki olan bir kavrama olan yaklaşımı, paradigmayı sarsıyor. Kabul. Ancak benim canım sıkıldı. Bir türlü içselleştiremedim yaşananları. Farhadi'nin filmlerinden iki tık aşağıda. Demirkubuz'un filmlerinden bir tık yukarıda. Sadece dipsoman sinefillere gelir, yoksa abime/ablama bir griinbuuk vereyim, hem ana akımdan ayrılmamış olur hem zenci duyarlılığını besler...
Listeme alayım. Belki izlerim. Teşekkürler :)
YanıtlaSil