24 Aralık 2014 Çarşamba

"Gone Girl" Kadınlar Korkunç Allahım !

   Seksist değilim ama "Kadınlar Korkunç Allahım" diye düşünerekten uykularımı kaçıran filmdir.
   Deyvitfinçer ilginç yönetmen "Yedi"yi çektiği kadar, zihin "Zodiac"ı da hatırlıyor deli gönül. Yani iyisi de olmuş, vasatı da. 
   İlk yarım saatin sonunda "hah ! dedim klasik holivut filmi", konu yavaştan sarınca iki buçuk saat esir olduk filmin başında. 
   Bir sabah karısının kaybolduğunu farkeden Nikdan, medyanın başrolde olduğu bir arama kumpanyasında (evet kumpanya) olayların içine sürüklenir. Olaylar gelişir.
   Evet gelişir de nasıl gelişir ? İşte sorun burada. Yönetmen ve senarist algınızı önce bir tarafa yöneltiyor (ki övünerek söyleyeyim : fakir yönelmedi (ilk sapmayı görebildi)), sonra diğer tarafa ki (evet bunu tahmin etmiştim), daha sonra başka bir mecraya akıtıyor olayı ve çok tartışma yaratacak şekilde pattadanak bitiriyor filmini (ki bence en güzel şekilde bitiyor.)    Her kadın ve her erkeğin farklı yorumlayabileceği bir filmdir karşımızdaki. Yorum, tamamen cinsinize ve fıtratınıza (ne işim olur fıtratla) yaratılış özelliklerinize bağlı olarak değişebilir. Yalnız, yansıtılan öyle bir femfatal ki, o kadar olur.
   Müzikler, oyunculuklar (boyunsuz Beneflektten de hiç hazzetmeme karşın), kurgu, senaryo gayet güzeldir. Rosamundpayk, tüylerürperticidir, beneflekt (ilaç ismi gibi) hafiften sığır olmasına rağmen mağduru iyi canlandırmıştır. Asıl korkunç olansa kızıcığımın/kuzucuğumun "Eymi gayet de haklıydı, netçede aldatıldı" demesidir. 
   Velhasıl, sizi husursuz edecek bir deneyime hazırsanız, çıkarımlar yapacak denli açıkyürekli bir eşiniz varsa tadından yenmez. Şiddet ve cinsellik sahneleri vardır, küçükleri yatırın. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder