Stellansıkarsgart'ın "Nimfomanyak"ta pantalonunu indirdikten sonra bu kez de tuniğini kaldırdığı, Benkingzli'nin tansiyon ölçen amcalara benzediği halde İbn-i Sîna'yı canlandırdığı filmdir.
Tompeyn'in müslimler tarafından katledilmemek için kendini sünnet ettikten sonra müslim rolü kesmesi gerekirken musevi rolü yaptığı filmdir.
Almanların yaptığı holivut filmidir.
Annesi karınağrısından ölen robkol, hırs yapıp doktor olmak ister ama ne yazık ki 11.yüzyılda "doktor" kavramı "gelişmiş" batı'da yoktur. O da çaresiz ne yapsın çağının en büyük "hekimi" olan İbn-i Sina'nın kapısına yüz sürer. Konu da budur.
Süresi çok uzun (150 dk.). Sanat, görüntü, ışık yönetmenleri şükela iş çıkarmışlar. Dekorlar, kostümler, oyunculuklar vasatın üstü.
Senaryo olarak hızlı ilerleyen bir yapıya sahip. (misal : robkol isfahan'a gitmeye karar verdikten 5 Dk.sonra falan Mısır'da oluveriyor.) Herşeyi hazır vermiyor, arada sorduğu küçük sorular var (fazla değil, ama var). Tarihi filmlerden öğrenmeye meyyâlseniz hem siz hem küçükler uzak dursun. Tarih, filmlerden öğrenilecek bir şey değil (bu kapsamda islamiyet tarihini "çağrı" filminden ibaret sananlara ve fena bir film olmamasına rağmen her kandilde muhakkak yayınlanmasına esef ederim.).
Bir kere onbirinci yüzyıl biraz karanlık bir çağ. Kayıt kuyut pek sahih değil. Ama olsun Nuh Gordon öyle yorumlamış, akıcı bir kitap yazmış. Filipstoltz da filmini çekmiş. Bunu yaparken kendi perspektiflerini yansıttıklarını unutmamak gerek.
Yine de dönemin ruhunu iyi yansıttıklarını (CGI fazla sırıtmıyor mesela (bir çok sahne için plato kurulmuş)), bir çok ilginç bilginin öğrenilebildiğini (recmin musevi icadı olduğu mesela), dinin çoğu zaman gelişmeye sekte vurduğunu (kesin bilgi) gönül rahatlığıyla söyleyebilir, Cuma gecesi için kafayı yormayacak, meşaza boğmayacak bir film arayanlara gönül rahatlığıyla öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder