Şimdi arakolpa Ayrınmenüç için ne yazsın ?
Herşey ama herşey beylik. Ardı ardına gelen aksiyon sahneleri, bir süre sonra olmayınca yadırgadığımız efekt fırtınası, Rabırtdavnicünyırın (hakkını yemeyelim şimdi) humoral performansı, tüm kurallara riayet eden senaryo, havsalaya sığmayan hareketler (havada halay çekebilen robotlar !), bildiğiniz marvel süper kahraman filmi.
Anncaaak : beyninizin ön loblarını (vardır böyle loblarımız, uygarlıktan da sorumludur kendileri) görsellikten ziyade meşaza vakfedersek, filmimizin standart holivut filmlerinden birazcık farklı olduğunu idrak edebiliriz.
Nedir bunlar : şimdik önce film açısından bakalım : bir kere ayrınmen değil tonistark filmi olmuştur, protagonistimiz alter egosundan ve teneke zırhından azade birşeyler yapabilmiş, filmin bir çok yerinde zırhlar, kullanandan bağımsız eylemler koymuşlardır.
Genel açıdan alırsak : (hala da hayretlere garkolmaktayım) "yaratılan, imal edilen" terorist gerçeğini dile getiren ilk holivut filmidir. (ki bu da beni cidden afallatmıştır). Bunu geniş açıda değerlendirip "yaratılan, imal edilen savaş" kavramına da çeşitlemeler güzellemeler getirebilirsiniz (ön loblarınıza sağlık). Neymiş ? Esat kimyasal silah kullanmışmış. Adamceyiz kafasına sıksın daha iyi. (ya da "Ben bu filmi Irak'ın demokratikleştirilmesinden önce de görmüştüm Anne !") Daha sonra Irak'ta kimyasal silah fabrikalarının olmadığını BM açıkladı ama gazetelerin onbirinci sayfalarında pirekukusu kadar yazılarla çıktı, aptal kutusunda çıkmadı zaten (adı üstünde "aptal kutusu"). Mısırlı bir tanışım bir aydır Türkiye'de. Okumuş etmiş, doktor titrli de bir insan. "Mübarek'in g.tünün kılı olaydım, açaydım kollarımı, en azından canımız güvendeydi" diyor da başka şey demiyor. Bırakın abi demokratikleştirmeyin. (bu da afazinin, yani başka bir yazının konusudur ya neyse) (arakolpa ! film tanıtçan burda, politika yok)
Evet hocu aldım meşazı. Napıyoruz o halde, seri şekilde filme dönüyoruz...
Mandarin'in medyatik yüzü ve gerçek yüzünü bombadillo bir performansla yaşatan Benkingzlii'nin de ellerinden öperim. (" - Tuvalete bir yirmi dakika girmeyin." repliği de fakiri kendinden almıştır.)
Başkanın petrol tankeri ! (altını siz doldurun)
Çevre felaketi yaratıcılarının hukuk (guguk !) karşısında lakaytlıkları ve teflonlukları. (bunun da altını doldurabilirsiniz)
Velhasıl; filme yönelik bir, film dışına yönelik üç ayrı alt (hadi alt demeyelim üst olsun) meşaz ve yenilikle başka bir şekilde yorumlanmak üzere izlenebilecek filmdir. Benim meşaz muşaz kaygım yok, ergenim ben, efekte aksiyona bakarım diyorsanız izler, film bitince unutursunuz. Ama öyle değilseniz, ergenin aldığı keyfin fazlasını alarak izler, film bitince de düşünürsünüz. Noolacak bu holivutun hali ?
İşte böyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder