10 Eylül 2013 Salı

"Boy" Sahici Film...

   Yeni Zelanda sineması vardır. Önümüzde de çok şükela bir örneği durmaktadır. 
   İlk sahneden itibaren hepsibirörnekholivut filmlerinden biri olmadığı selamını çakan filmimiz, 11 yaşındaki "çocuk"un gözünden, bize çok uzak coğrafyalarda da içimizi ısıtan güzelliklerin olduğunu göstermektedir. Maykılceksın ve "Çingeneler Zamanı"ndaki "Mercan"a hem fizik hem de zihin olarak benzeyen babasına hayran olan "boy" ilginç günler yaşar. 
   Çinliler birine beddua ederken "dilerim ilginç zamanlarda yaşarsın" derlermiş. "Çocuk" da bu bedduayı doğrularcasına 87 dakika boyunca çeşitli darbeler yemekte ancak onu yıkmayan darbeler, güçlendirmektedir.  Hangi yöne doğru ilerleyeceği konusunda ikilemler yaşayan "Boy"a, hayat, babası, babaannesi, kardeşi Raki (bu arada filmdeki isimler de fakiri kendinden almıştır) ve hatta ölmüş annesi de yardım edecek ve ilerleyecek, ilerleyecektir (n'aapsın ?).
   Filmimizde özel efektler, CGI'lar, uçan arabalar, takip sahneleri bulunmamasına rağmen, güzel efektler, sanki gerçek hayatlar, duygu sarmalları bir de ilginç şekilde gülümseten hüzün bulunmaktadır. Nedir : yönetmen her izleyenin çocukluğuna dönüp olayları o şekilde algılamasını sağlayan bir büyü kullanmıştır. 
   Burada hem filmdeki kilit rollerden birini canlandıran, hem filmi yazıp yöneten Taykavayititi Bey'i bir kere daha tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum.
    Bir buçuk saatlik bir sürede, hayatı gerçek açıdan izlemek, biraz çocukluğunuza dönmek, biraz gülmek, biraz hüzünlenmek istiyorsanız. Tam da Salı akşamına yakışan bir filmdir. Çoluk çocuk izlenir, güzel de olur.
Yeni Zelanda'dan Alameyn
Bosna'dan Mercan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder