Günümüzün hızlı koşuşturmalı hayatında zaman zaman panik yaşayan bir şahsiyet misiniz ? Çözümü var. Müzikçalarınıza İlber Hocanın bir konuşmasını kaydediniz, panik anında açınız ve (konusu hiç önemli değil, Makedonya'daki türbeler de olabilir, Topkapı Sarayı'nın yıkılan istinat duvarı da) dinleyiniz.
Ta taaa : Ne oldu ? Panik geçti, üzerinize bir halim selimlik geldi değil mi ? Evet, var bir bildiğimiz...
Osmanlı'nın 18 ve 19. yüzyılda yaşadıkları hakkında bildiklerimizin ne kadar yetersiz olduğunu düşündünüz mü ? (bu da böyle çok soru işaretli bir tanıtım oldu) Bu konuda bildikleriniz sadece okulda öğrendiklerinizle sınırlıysa, durumunuz vahimdir. (yok efendim "Almanlar yenilince biz de mağlup sayıldık" veya "Osmanlı modernleşmeyi reddediyordu" ya da daha ileri gidelim "Osmanlı'da parlamento yoktu" gibi).
Efendim, tarihini bilmeyen ileriyi göremez ve hatta bugünü sağlıklı değerlendiremez diye düşünüyorum. Ve tarih konusunda öğrendiklerimiz, okul derslerinden ve televizyon dizilerinden ibaretse hemmen bu konuda birşeyler yapmamız gerektir. Bunun için ne yapıyoruz ? (bakınız yine soru işareti) Muteber tarihçilerin (zira muteber olmayanları da bolcadır) merak ettiğimiz tarih aralıkları için yazdıklarını okuyoruz. Fakir, son zamanlarda Osmanlı'nın son dönemlerini ve modernleşme gayretleri konusunda yetersizliğini idrak ettiğinden bu kitabı ne zamandır pruvaya almıştır. Lakin bu konuda çok ciddi bir zamanlama hatası yapmıştır. İlber hoca, 18 ve 19.yy. Osmanlı'yı yine her zamanki didaktik, karşılaştırmalı (ki bu bizdeki tarih öğretiminde olmayan çok önemli bir ögedir), analitik üslubuyla o dönemi gayet güzel izah etmektedir. Bu izahat, adı üstünde sadece izah babında olduğundan ve hocanın kendini okura sevdirme gibi bir endişesi olmadığından üslup biraz akademikçedir. Kısacası Temmuz başında gideri yoktur. Ama bir karlı Kasım gecesinde sıcak şarapla, notlar alınarak, altı çizilerek, okuma ışığında, 50 sayfada bir pipo tellendirerek çok da iyi gideri vardır.
Ne yapıyoruz ? Tedarik ediyoruz, soğukta okuyoruz. Panik varsa da "Ilber.hoca.mp3" dosyasını dinleyip sakin sulara yelken açıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder