30 Temmuz 2020 Perşembe

"At the End of the Tunnel" İspanyollardan Güzel İş!

      Kim ne zaman önerdi bilmiyorum ama iyi ki önermişler dediğim filmdir. 
   İki saatlik filmimiz çişe kaldırmadan izleyiciyi başına saplama gibi bir özelliği bünyesinde barındırmaktadır. Dikkat!
   Travmatik bir geçmişin kalıntısı olarak hayatını sürdürmeye çalışan Yoakin, gaile derdinden üst katını bir striptiz dansçısı ve onun küçük kızına kiralar. Derken yan tarafta birtakım insanlar yakındaki bankanın kiralık kasalarına giden bir tünel kazmaya başlar. Olaylar gelişir.
   Taa filmin en başında Casimiro'nun kurabiyelerine enjekte edilen kurabiyeleri görünce "hah" dedim "bu bir yerlerde kullanılır!". Daha sonra ise senaryonun nasıl olup da incelikle ilmek ilmek örüldüğünü, yazılar çıkınca bir kez daha anladım. Meksika açmazı da var, direk dansı da, hayvan sevgisi de var, yeni bir başlangıç da. Daha ne olsun!
   Senaryo, kurgu, oyunculuklar, renkler, çekimler velhasıl tüm film; güzel. Holivut filmlerindeki "seyirciyi ebleh yerine koyma" mottosunun aksine İspanyollar bazı şeyleri yorumlamayı size bırakıyor (çok da güzel oluyor!). O yüzden, yok "adamın geçmişinde ne olmuş?", "eee sonra ne olacak?" tarzında sorular sormayıp bunları kendi muhayyilenizde canlandırınız, o hava görünce beyaza kesen pembe kitleyi çalıştırınız (hani omuzlarımızın üzerinde taşıyıp, kullandığınız oksijenin %30'unu tüketen). Görüntü yönetmeni ise (senaryoda biraz eblehçe işlendiği halde, zahiren çok etkileyici olan) sırf aşağıdaki siluet halindeki kötü adam görüntüsünü işlemesiyle bile alkışı hakediyor. 
   Adamakıllı film bulamadığımız bu günlerde (Tenet'de önümüzdeki ayın sonunda gösterime girecekmiş (artık nerede izleyeceğiz bilmem!)) ilaç gibi gelen filmdir. İzleyin, pişman olmazsınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder