2 Temmuz 2020 Perşembe

"Osmanlı Epistemesini Anlamak" Okumak Gerektir!

    104 Sayfalık 14 denemeyi içeren kitabımızın başlığı pek günümüzü ilgilendirmiyor gibi dursa da hiç öyle değil. 
   Remzi Hocamız sadece bilim tarihini değil Osmanlıdan günümüze epistemenin tüm veçhelerini açıklamaya yönelik bir eser vermiş. Üstelik burada (hep bize öğretilen) Osmanlının yükselişduraklamaçöküş dönemlerinin daha başka bir nitelendirilmesi ortaya konuluyor (kanımca da pek isabetli oluyor). Denemelerin çoğu aylık bir bilim yayınında (biraz böbürleniyorum ben de aynı dergiye yazıyor olmamla) daha önce yayınlanmış olsa da içlerinden daha önce yayımlanmamış biri, "Episteme Değişimi Nasıl Gerçekleşir?" başlıklı olanı; kanımca en işime yarayandı. Epistemenin ne olduğunu aşağıda yaptığım alıntıda yazmış Hocamız. Yazının kalanı ise; yaşadığımız günleri değerlendirmek isteyen kâriye rehber niteliğindedir. Paradigmanın değişimini çatışma kuramıyla açıklaması bu rehberi daha yetkin hale getirmektedir. Satır aralarında sıklıkla rastgeleceğiniz inciler; beyinde kıvılcımları harekete geçirmektedir (misal:S.11: "Hukuk çerçevesinde Gelenekçiler siyasete, Yenilikçiler de diyanete yön verme tutkusundan vaz geçtiklerinde, muhtemelen önemli bir mesafe katedilmiş ve Türk Düşüncesi'nin önü açılmış olacaktır.").
   Evet! konunun başlangıcı Osmanlı'dır ancak günümüze de pek güzel ışık tutmaktadır. Bu minvalde 14.TL gibi makul ötesi bir rakamla satılan bu kitabı alıp okumamak, ayıp olacaktır.
"Episteme", bütün düşüncelerimizi ve duygularımızı belirleyerek davranışlarımıza yön veren bilgidir ve temelde ideoloji, edebiyat, din, felsefe ve bilim olmak üzere beş temel türevi bulunmaktadır.
Her epistemenin bir cemaati, her cemaatin bir epistemesi vardır. Bu episteme (T.Kuhn'dan esinlenmek suretiyle) "paradigma" olarak adlandırılabilir. Paradigma, hayat rehberidir.
Her epistemik cemaat, rakip cemaatler üzerinde hakimiyet kurmak ve böylece bir topluluk olarak varoluşunu güvence altına almak için onlarla çatışır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder