Vedat Özdemiroğlu'nun Uykusuz'daki yazılarında bu kitap önerilince okuma listeme bir girmişti. Daha sonra aklınıza ilk gelen internet kitap satış sitelerinde bakıp bulamayınca zihinde "acep gizli bir sansür mü var?" düşüncesi zuhur etti. Neyse, aklınıza ilk gelmeyen kitap sitelerinde bulunabiliyormuş 134 sayfalık bu matbuat. Edindik, hızlı okumayla iki günde de bitirdik.
Kitabımızın ismi "Psiko-Siyaset" olmakla birlikte alt bağlığı "kolay kandırılmanın nedenleri". Aklınıza "kolay kandırılan" deyince kimin geldiğini az çok tahmin edebiliyorum. Üst başlıkla sıkı rabıtası olan siyasetçiler elbette. Sayın Kaya, kolay kandırılma nedenlerimizi üç ana başlıkta toplayıp açıklamış. Yalnız bu açıklamalar, yazarımızın kendi bakış açısına göre yarattığı bir teori çerçevesinde yapılıyor. İlk okumada oldukça garip gelecek bu teorinin bilimsel altyapısı elbette ki yok. Okurken "bu da ne yahu?" diyeceğiniz sadece deyimler (ağız osuruğu, ağız ishali), jargon, cümle yapıları değil aynı zamanda her bölümü açıklayan nesirden nazıma geçişler bolcadır. Her teorinin İslam dininin çeşitli referanslarına eklemlenmesi ise bilimsel olma iddiasındaki bir tezi, baştan yanlışlamaya yeterliydi benim için ("Kaptan Kusto denizlerin ayrıldığını görünce İslama intisap etti" geyiği gibi). Düşüncelerine destek olmak için yaptığı alıntılar ise genellikle daha önce yazdıklarından yapıldığından "kendini doğrulayan kehanet" benzetmesi yapabilir miyiz? Evet, bence yaparız. Sayın Kaya'nın teorilerinin gerçekliğine olan inancı ve kimi uç uygulamalarına olan yaklaşım tarzını ise başka bir yazarımıza benzetmek gerekse kendisine "psikiatrinin Yalçık Küçük'ü" diyebilir miyiz? Şahsen ben bir beis görmüyorum.
Satır aralarında yazarımızın kendine yönelik olarak yaptığı bazı tespitlerden (şiir yarışmalarında birincilik, televizyon programları (burada Bourdieu'nun bu kitabının ilgili yerlerini (televizyon aydınları) özümsemekte fayda vardır) , daha önce yayımlanmış kitaplar vs.) hafiften bir megalomanlık seziliyor ama Küçük Hoca kesafetinde değil (eleştirme arakolpa, belki sende de vardır!). Yine de tüm bu ilginç yaklaşımların neticesinde varılmak istenen nokta, fakir ile aynı paralellikte olduğundan sonuna kadar okundu ve bitirildi. Psikolojik harp, ilginç bir mevhum ve yazarla birebir aynı düşünceleri paylaşıyor olmamız pek dikkate değerdi.
Bilimsel bir yaklaşım arayanlar koşarak uzaklaşsın. Yok eğer rüyaya, İslama, kozmik bilince, kuantum felsefesine (yok öyle bir şey. Kuantum fiziği var!) sıcak duruyorsanız, "büzük, otonom sinir sisteminin efendisidir" tarzı ahkamlara tahammülünüz varsa okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder