Profesör Blenk, kitabını okuduğum kadarıyla; kendisinden kişisel olarak hoşlanacağım bir insan değil. Bu demek değildir ki yazdıklarına kayıtsız kalacağız. Tanıtımlarında "kendisi hasta olan bir tıp insanının gözünden yaşananlar" ibaresini görünce elbette ki Tübitak yayınlarından bu kitabı edindik ve bir haftada (uyku öncesi okumalarda) bitirdik.
271 sayfalık kitabımız çeşitli bölümlerden oluşuyor. Kronolojik sıralamanın aksine başlarken tıp doktoru yazarımızın kanser teşhisiyle açılış yapıyor, sonra çocukluk, akademik yaşam, çalışma hayatı, meslektaşlara tavsiyeler ve nihayet ülkesindeki sağlık sistemi kritikleri ile bitiyor.
Kitabın önemli bir kısmı sağlık sistemi eleştirisine getirildiği ve bu sistem ABD'deki sistem olduğundan beni ilgilendirmiyordu. Bunun yan sıra meslekte ne gibi aşamalardan geçtiği, bu merhalede yaşadıkları ve tanıdığı insanlar da beni ilgilendirmiyordu. Dolayısıyla bu bölümleri sardırarak okudum. Ama genç meslektaşlarına verdiği tavsiyeler ve vizite çıkan rolünden yatakta yatan rolüne geçiş yaptığında yaşadıkları ilgimi çekti. Altını çizdiğim ise çok az yer var. Biri aşağıda.
Aşağıya koymak için bir fotoğrafını bile bulamadığım Hematoloji Profesörü Arturbenk'in kitabını doktor adayları için önerebilirim. Geri kalanlar okumasa da olur...
ALINTI : "Bilgelik, bilgi ile insanca duyguların birleşimidir. Bunlardan biri eksikse bilgelik var denilemez. Sıklıkla söylendiği gibi, tıp bir bilim olduğu kadar bir sanattır da. Hekim, bilgi ile birlikte hastanın gereksinimlerine uygun biçimde empati ve ilgiyi de hastasına vermelidir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder