18 Mayıs 2019 Cumartesi

"Castaway on the Moon" Şehrin Ortasındaki Robinson.

   Adam müflis. Sistem adamı bitirmiş. Atlıyor köprüden, şehrin ortasından geçen bir nehrin ortasındaki adaya düşüyor ve sistemi resetliyor (ne işim olur resetle) sıfırlıyor.
   Kızın başından bir şeyler geçmiş (bilmiyoruz ne olduğunu), insan orucu yapıyor, ne konuşma, ne görsel/fiziksel temas. Odasından çıkmıyor üç yıldır. 
   Adam yeni hayatına düşe kalka başlarken, tek hobisi ay fotoğrafları çekmek olan kızın objektifine takılıyor, olaylar gelişiyor.
   Genelde izlediğim filmlerin konusunu bu kadar anlatmam ama son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biridir. Yapmacıksız, klişesiz, bol göndermeli (Tomhenks'li Castaway'in Wilsın'ı burada korkuluk olarak zuhur ediyor), doğrudan konuya odaklanan (iki insanın kalabalıklar içinde birbirini bulabilmesi), kalabalıklara değil sinefile hitap eden, samimi bir filmdir. On yıldır nasıl da ıskalamışım bilemedim!
   İzleyelim, önerelim...
Tek eleştirim Korelilerin kendileriyle konuşurken bile hep bağırıyormuşçasına konuşmaları. Bu da kültürden kaynaklanan bir şey herhalde, yapacak bir şey yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder