"Bu kitabı, hakikat aşkıyla yanan, akılla kavranamacak konuları merak eden insanların zevkle okuyacağı kanaatindeyim." diyor önsözde Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi. Aşağıya fotografisini iliştirdiğim ŞFAH, hakikaten çok nev-i şahsına münhasır bir zat. Hem İttihat ve Terakki ile hem de Abdülhamit'le ters düşebilmiş. Mekteb-i Sultani mezunu, hem Fizan'a hem Bursa'ya sürülmüş. Çıkardığı dergi bir buçuk ayda beş kez kapatılmış. Şemali de pek latif (kol düğmeleri, pos bıyıklar falan).
Kitabımızda yazılan, 23 fantastik hikaye. Fakir, Sis Yayınlarının neşrini okudu. 192 Sayfa çabucak bitiyor. Bu bağlamda roman olmaktan ziyade meseller silsilesi olarak da değerlendirilebilir. Kendi adıma; vahdet-i vücud düşüncesinden ziyade panteizme kafayı yorduğumdan, meselleri kendi bakış açıma göre yorumladım. Ancak her türlü açıdan, değerlendirilmesi pek şetaretli satırlardır. Aynalı Baba'nın hem mevlevi, hem alevi/bektaşi kültürüne yakınlığı, pek sıklıkla içtiği kahvelerden sonra algılarının yükselmesini (ne var o kahvenin içinde?), karşılaştığı her soruna güzel bir çözümle yaklaşmasını pek sevdim.
İçinde Sokrat, Eflatun, Aristo olduğu kadar, Hürmüz ve Ehrimen de var (ki cenkleri pek okumalara sezadır (Aşk'ın galebe çalması, fakiri kendinden geçirmiştir)). Osmanlı eyaletlerinde olduğu kadar Simurg'un üstünde yıldızlararası rotalarda da dolanıyor, (az biraz da eski lugâte hakimsek) nazım okuru hazla gülümsetiyor.
Gulguleli zamanlarda okunursa zihne ciladır. Hararetle öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder