30 yıldır bir araya gelmeyen üç kardeş, babalarından aldıkları bir çağrıya icabet ederek doğdukları yere giderler. Olaylar gelişir.

Nereden bakarsanız güzel film ! Kimileri diyecektir ki "annelerinden intiharından sonra üçü de sorunlu üç kardeşin babalarının cenazesine gelmesinin neresi güzel ?". Olsun desinler. Film güzel film. Kısa kısa görünen karakterler, diyaloglar, olaylar, herşey. Şöyle söyleyeyim : son yıllarda en çok güldüğüm Türk filmidir (özellikle finalde, yazılar bitinceye kadar güldüm !). Yâd ellerde kuntastik bir ödül aldığına şaştım ! Çünkü bir çok bölüm ancak necip milletimiz tarafından anlaşılabilecek ayrıntılar. Yağmur duası, gizemli vasiyet, patlayan tavuk, muhtarın hikmetleri, kör çoban, 500 TL., müzikholdeki akşam yemeği, astronot ağabey ve daha onlarca ayrıntı.

Neyse : "Allah lükstür, lüks. Tövbe sizin hizmetkarınız mı Allah !", "Hz.İbrahim bile şüphe duymuş, benim duymam nasıl normal olmaz ?" diyen imam var (helbet devlet desteği alamaz, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyelim muhterem ! (ki filmdeki en favori karakterimdir)), gasılhanede astronot var (ilk sahnede kendini yakıyor), ağır abinin başında rakı şişesi kıran naif kızcağız var, patlayan tavuklar var, 500 TL var (en çok ona güldüm (ki bu coğrafyadan olamayanın anlayamayacağı bir ayrıntıdır)), Erkut Taçkın/Barış Manço/Kahtalı Mıçı/Grup Gündoğarken'in müzikleri var. Gidin görün, sıkı grupla gidin filmden sonra sıkı geyik çevirin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder