12 Mart 2015 Perşembe

"Kraftidioten" Kar, Kış, Kıyamet, İntikam ve Kuzey usulü ince mizah.


   Seviyorum nordik filmleri ben.

   Minimalist dekor, takır tukur bir dil ("taki"ler falan), daha önce pek görmediğim ama şahane oyuncular, fonda bembeyaz kar, gayet kendilerine özgü ince bir mizah, abartısız ama gerçekçi bir şiddet. Velhasıl seviyorum kardişim.
   Hâl böyleyken; olumlu eleştiriler almış "Kraftidioten"i izlemeye pozitif ayrımcılıkla başladım ve film bittiğinde objektif beğenilerime mazhar oldu.
Bu ölümde ciddi mesaj vardır.
(Bkz.Kosova Savaşı)
   İMDB'de aksiyonkomedisuç tarzında olduğu belirtiliyor. Konuyu şöyle bir okuyunca ise (oğlu aşırıdozdan ölen ve yılın vatandaşı seçilen nils, intikam alır) bu senaryonun neresinde komedi olabilir diye düşündüm. Final sahnesine komedinin nerelere yerleştiğini iyicene anladım.
   Filmimiz gayet düz ilerliyor, herhangi bir şaşırtmaca yok (yahut size öyle geliyor), başrolde Stellan abimiz beklenen frekansı vererek şükela bir oyun çıkarıyor, 116 dakika (sonralar doğru biraz sünse de) sular seller gibi akıyor. Düz bir insansanız sıkılabilirsiniz. De ; detaycı bir göz için pek görmelere seza ayrıntı doludur. 
İş bu sahnedeki diyalog da beni
benden almıştır.
   Misal : organik beslenip, havuçsuyu içmelere doyamayan vegan bir mafya babası. Sırp rakibi rolünde kuntastik bir Brunoganz (Bkz.Der Untergang), son anda intihardan geçip intikamlara doyamayan Nils (kazı olmadan ama), her ölümün ardından künyesi ve dini simgesinin yeralması (merak edenlere not : Greven'in dini işareti Hümanitarizm'dir (ki fark edene ciddi mizahtır)), iki Sırp'ın Norveç hapisaneleri için yaptıkları bombastik tanımlamalar, tabanca göstererek tehdit ettiği dümdüz vatandaştan yumruğu yeyince küçük mafiyozonun gözlerinde beliriveren şaşkınlık, her maktül gördüklerinde birbirlerine sarılıp ağlayan polisler, tıkırtıkırtıkır bir düzenin içindeki ayrıkotları, ve liste uzar gider, ben sıkıldım yazmaktan. 
   Arkaplan (ki dümdüz kardır), karların üzerinde kanlar, polisler, suçlular falan derken baya baya "Fargo"yu hatırladım resmen. (final sahnesi ise doğrudan çağrışım yaptı)
   Bu film ülkemizde gösterime girmez. Girse de bir iki salonda bir hafta oynar, fırsatını denk getirip göremezsiniz. Böyle olunca malum ortamlardan izlemek kalıyor geriye. Benden samimi öneri : orijinal dilinde izleyin, çok daha iyi vakit geçirirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder