Ağ güncemi takip edenler bilir, fakir okuduğu kadar izlemeyi de sever. Dedim bari açayım okuyayım senaryo nedir ? nasıl yazılır ? belki ben de yazarım.
İşte tam bu noktada Öktem Başol'un yazdığı "Senaryo Kitabı" devreye girdi.
Yemin ederim bir yıldır okuyorum. Önce pek güzel başladım ilk yüz sayfa akıp gitti. Notlar aldım, altını üstünü çizdiğim fazlaca yer oldu, referans filmlerden görmediklerim hakkında okudum, bulabildiklerimi izledim, izlediklerimi bir kez daha izledim (ama farklı gözlerle). Hala bitmedi. Bir yıl kadar daha da bitmez gibi görünüyor. Okudukça sinemaya daha farklı gözlerle bakıyor kişi. Manallahım ! sadece bir ön bilgilendirme iddiası taşıyan kitap (evet, kendi içinde bir sadelik içermektedir), sıradan sinefilin nasıl da zırcahil olduğunu pek centilmen bir üslupla yüzümüze vurmaktadır. İşte bu noktada kitabımızı okuyan, idrak eden ve yorumlayıp kalemine aktarabilen kişiler bu mecrada ilerleyecek ve adamakıllı bir senaryo bile yazabileceklerdir. (dizi senaristlerini tenzih ederim)
Hülâsa : eğer yedinci sanata patlamış mısır izleyicisinin ötesinde bir ilginiz varsa, alıp okuyunuz. Sinemaya olan ilginiz artacak, senaryo yazmaya yönelik eğilimleriniz törpülenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder