Attila Karaosmanoğlu'nu bilir misiniz ? Ben bilmez idim. Ne var ki Kayınbabam bu kitabı verdi, okudum, bilir oldum. Kimdir Karaosmanoğlu.
"Türkiye'de iki defa, istenmeyen ve kendisine üniversitelerde iş verilmeyen bir insan durumuna düştüm. Fakat aynı Türkiye, hiçbir iltimas olmadan bana 28 yaşımda Devlet Planlama Teşkilatı kanun tasarısının hazırlanmasında büyük bir dol oynama imkanı vermiş, 1971'de de başbakan yardımcılığına getirmişti. Bu iki tecrübe bana Türkiye'de yapısal değişimin ne kadar güç olduğunu öğretmişti" diyor Karaosmanoğlu arka kapakta...
1932'den başlayıp 2004'e kadar süregelen dönemin Attila Bey gözünden bize aktarılmasıdır kitabımız. Anı desem, fazla kişisel olmadığından değil. Günce, hiç değil. İktisat kitabı, yok o da değil. Hepsinin kombinasyonu bir şeydir. Karşıyaka'dan başlayıp, Dünyanın dört bir yanına giden, parlak zekası, somut yaklaşımı ve dürüst kişiliğiyle sevmeyenleri olduğu kadar çok sevenlerinin de olduğu ilginç bir iktisatçıdır yazarımız.
Öyle bir hayat yaşamış ki, ben okurken yoruldum. Ancak bu yorulma esnasında, hem Dünyanın hem ülkemizin geçirdiği iktisâdi evreleri gördüm, planlama ve iktisat yönünü hiç bilmediğim ancak çok bilinen karakterlerin analizini yapabildim, kişisel olarak alabildiğince nefret ettiğim kapitalizmin çarklarının nasıl işlediğini anladım, niyetine girişilen ancak kadük kalan (ve bence bu yüzden parçalanma sorununu yaşadığımız) toprak reformunun neden gerçekleş(e)mediğini yine anlayamadım, kitabın son sayfalarında geçen yazarın TÜBİTAK'tan ayrılma nedenlerini (paralel yapının sızması mıdır acep ?) çözemedim. Buna mukabil, anlayabildiklerim anlayamadıklarımdan fazla idi.
Bu bilgiler ışığında, iktisada ilgi duyan, ülkemiz ekonomisi ve planlamasıyla ilgilenen, yakın tarihimizi merak edenler için önerebileceğim, rahatça okunan bir kitaptır. Ancak bu skalanın dışındaysanız kitabın yarısına geldiğinizde "okuma yetilerinizin hızlanması" için bir Murat Menteş romanı bitirmek gerekebilir, yoksa okumanız on günden fazlaya da sünebilir. Uyarayım...
1932'den başlayıp 2004'e kadar süregelen dönemin Attila Bey gözünden bize aktarılmasıdır kitabımız. Anı desem, fazla kişisel olmadığından değil. Günce, hiç değil. İktisat kitabı, yok o da değil. Hepsinin kombinasyonu bir şeydir. Karşıyaka'dan başlayıp, Dünyanın dört bir yanına giden, parlak zekası, somut yaklaşımı ve dürüst kişiliğiyle sevmeyenleri olduğu kadar çok sevenlerinin de olduğu ilginç bir iktisatçıdır yazarımız.
Öyle bir hayat yaşamış ki, ben okurken yoruldum. Ancak bu yorulma esnasında, hem Dünyanın hem ülkemizin geçirdiği iktisâdi evreleri gördüm, planlama ve iktisat yönünü hiç bilmediğim ancak çok bilinen karakterlerin analizini yapabildim, kişisel olarak alabildiğince nefret ettiğim kapitalizmin çarklarının nasıl işlediğini anladım, niyetine girişilen ancak kadük kalan (ve bence bu yüzden parçalanma sorununu yaşadığımız) toprak reformunun neden gerçekleş(e)mediğini yine anlayamadım, kitabın son sayfalarında geçen yazarın TÜBİTAK'tan ayrılma nedenlerini (paralel yapının sızması mıdır acep ?) çözemedim. Buna mukabil, anlayabildiklerim anlayamadıklarımdan fazla idi.
Bu bilgiler ışığında, iktisada ilgi duyan, ülkemiz ekonomisi ve planlamasıyla ilgilenen, yakın tarihimizi merak edenler için önerebileceğim, rahatça okunan bir kitaptır. Ancak bu skalanın dışındaysanız kitabın yarısına geldiğinizde "okuma yetilerinizin hızlanması" için bir Murat Menteş romanı bitirmek gerekebilir, yoksa okumanız on günden fazlaya da sünebilir. Uyarayım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder