24 Aralık 2020 Perşembe

"The Burnt Orange Heresy" Yanık Portakal Sapkınlığı, Sanat Piyasaları Üzerine.

   Coseppekapotondi Bey, En İyi Teklif'ten bugüne izlediğim en sağlam "sanat piyasaları" filmini yapmış. Sanat piyasaları; filmin geçtiği fon tabiy ki, aslolan insanın hırslarının peşinde ne kadar gidebileceğidir. 1s39d'lık filmimiz, öncelikle çekildiği yer (İtalya'nın bombastik bir gölü Garda mı Como mu bilemedim) itibarıyla insanı cezbediyor. Başrol olmasa da en önemli diğer iki rolde arz-ı endam eden Mikcegır ve Danıldsatırlend ise adeta ayva tatlısının üzerindeki kaymak. Yırtıcı sanat simsarı ve aşmış emekli ressam rolleri bir insana bu kadar mı yakışır? 
   Filmimiz ilk anından itibaren diyaloglardaki vasat üstü akış sayesinde düz sinema izleyicisini (bakın sinefil değil!) kendinden uzaklaştırır. Ancak diyalogları doğru okursanız tadından yenmez. Ayrıca metaforlar kutaforlar sinekler filmimiz boyunca uçuşur durur (en son sahnede ise (buzdolabının üzerindeki çizim (filmin adını aldığı tablodaki parmak izi)) resmen içinizin yağları erir). Zekice yazılmış ve ustaca çekilmiş bir kordelayı kaçırmak istemeyen sinefillere iyi seyirler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder