Bay Ostır'ın distopyasını da okumuş olduk! Yazarımızın daha önceki işlerinden hiçbirine benzemeyen başarılı bir distopyadır.
Anna Blume, gittiği yerden haber alınamayan ağabeyini aramak üzere berbat bir yere gider ve hayatı kararır. Hiç bir şey kalıcı değildir, her an son an gibidir, sabuncu dükkanında paten kayarcasına bir akış vardır. Pol Bey, detayın/inandırıcılığın/nedenselliğin peşinde değilmiş bu romanın yazarken, bu açık. Okuduklarınıza mantıklı bir takım çerçeveler çizmeye çalışmayın üzülürsünüz. Bunun yerine betimlenen distopik çevrede hissedilenlere, yaşakalan anlara odaklanmaya çalışın. Kanımca yazar da bunu hedeflemiş.
182 sayfalık metin bir mektup şeklinde yazılmış ve akarcasına okunuyor. Kendi adıma bir günde bitirdim (tatil okuması). Okuması, hazmetmesi ve üzerinde düşünmesi oldukça depresiftir. Ancak (serde mazoşistlik mi vardır nedir?) bir şekilde haz da aldım. Siz bilirsiniz yani...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder