22 Ekim 2020 Perşembe

"İşte Tanrılar" Zor Bilimkurgu!

 
   Niye zor? Çünkü üç büyüklerin en parlak ismi bu kez havsalamızı Dünya ve hatta evren dışı bir bilinçle uyarmaya çalışıyor!
   Yazıldığı zamana göre uzak bir gelecekte üzerinde yaşadığımız küçük mavi nokta (Carl Sagan'a selam olsun), enerji sorununu başka bir boyutla yaptığı madde değiş tokuşundan zahmetsizce, ucuz ve temiz olarak çözmüştür. Ancak bu işler bu kadar kolay mıdır?
   Üç bölümlük kitabımızın ilk bölümü Dünya'da geçiyor. Bu bölümde bilim denilen olgunun ilginç dehlizlerine dalıp, egoların çekememezliklerin ve bilimsel gerçekliklerin nasıl çatıştığını görüyoruz. 
   İkinci bölüm ise başka bir boyuttaki evrende geçiyor. Yumuşaklar ve Sertler olarak ikiye ayrılan hayat formlarının içine girmeye çalışıyoruz. İlk başta Odeen, Dua ve Tritt (ki Rusçada bir iki üç kelimelerinden türetilmiştir) üçlüsünün gailelerini temaşa ediyoruz. Sonra işler değişiyor. Bu bölümde Bay Asimov ustalığını ve hayalgücünün enginliğini kullanıp beynimizde olmadık kapılar açtırıyor. 
   Üçüncü bölüm ise artık üzerinde bir hayatın süregittiği Ay'da yaşananlar konu ediliyor. Kendi bakış açıma göre en gereksiz bölümün de bu olduğunu düşünüyorum. Evet yerküremizdeki atalet ve isteksizliğin yanında Ay'ın nüfus olarak küçük ancak hırslı ve istidatlı halkının karşılaştırması etkileyici ancak ikinci bölümden sonra biraz sönük kalıyor.
   Yazarının "en sevdiğim kitabım" dediği bu 343 sayfalık romanı artık kitapçılarda bulmak zor! Ancak sahaflar ve nadir kitap satan internet sitelerinde bulunabiliyor. Çeviriyi Gönül Suveren gayet güzel yapmış. Bilimkurgu ve beynine şaplak atılmasını seven kitap kurtları okuyabilir. Ama kafa boşaltmak için okunacak şey değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder