"Conmalkoviç Olmak", "Pırıl pırıl Beynin, Sonsuz Günışığı" gibi bombastik filmlerin senaristi Çarlikofmın'ın yeni filmini izlemek için yanıp tutuşuyordum. Dün nasip oldu, oturduk 134 dakika izledik.
Şu anda açık ediyorum. Bundan sonra yazacaklarım filmimiz hakkında dehşetli ipucu içerir (ne işim olur spoilerle!). Ancak şunu söylemeliyim ki, düz sinema izleyicisi için bu ipucunu bilmeden filmi bitirebilmek oldukça meşakkatlidir. Fakir ki yarım asıra yakın sinema müptelasıdır, beğenisini beğenir (gizli narsist!), metaforlara kutaforlara uyanır, alt meşazları çözümler. Filmimiz sona erdi. Oturdum iki parmak (her zamanki istihkakımın iki misli) single malt zıkkımlandım. Bir yarım saat kadar düşündüm. Vee bingo! Çıktı filmimizin cemaziyülevveli. Protagonistimiz ve filmin adını veren kişi kadın değil, Ceyk!
Efendim şöyle özetleyeyim: Ceyk, bitmiş okeye dönen yaşlı bir okul hademesidir. Kar fırtınasının ortasında, iş çıkışı, kamyonetinde soyunur ve hipotermiye girmeyi bekler (donarak intihar!). Bu arada aklından geçen 134 dakikayı da (yaşananların gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçmesi) bir güzel izleriz. Hayalinde kendine yakıştırdığı fizikçi/tıpçı/ressam/şair/garson/film eleştirmeni kız, herdaim güdüldüğü (ve sonunda bakımlarını yaparak) onu zincirlere vuran ebeveynleri, ev/iş/dondurmacı üçgeni velhasıl içler acısı, karamsar bir pelikula...
Başlarda uyanamadım, ortalara doğru "bir şeyler ters gidiyor" hissine kapıldım, sonlara doğru ise hafakanlar bastı. Film bittikten takriben bir saat sonra ise bir aydınlanma geldi!
Ana akım sinema izleyiciyseniz uzak durun (yakında Bond girecek gösterime onu bekleyin), sanat filmi seviyorsanız bile temkinle yaklaşın. Ancak şimdiye kadar olan sinema filmi deneyimlerinizden farklı bir şey yaşamak istiyorsanız kaçırmayın. Haftasonunuzu heba etmeyin, haftaarası boş bir gecede (grupla asla olmaz!) yalnız başına izlenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder