229 Sayfa. Bir başladım ki (isimlerden olacak) rus klasikleri okuyormuş hissiyatı bünyeyi sardı. Kişiler, yerler, ilişkiler o kadar Dostoyevski romanları gibi ki!
Ancak olay Polonya'da ve klasik dönemde değil 2.Dünya Savaşı yıllarında geçiyor. Kahramanımız Stefan, memleketinde bir cenazeye icabet eder. İşsizdir. Ani bir gelişmeyle, evine bile dönemeden kendini bir akıl hastanesinde psikiyatrist olarak bulur. Olaylar gelişir.
Lem'in içinde bilimkurgu olmayan fakat (sanıyorum) ciddi otobiyografik ögeler bulunduran, okuması ilginç ancak biraz zorlu bir roman. Kendi adıma dönemin kasavetli, klostrofobik atmosferi içimi baydı. Ancak Stefan'ın; savaştan ve muktedirlerden kaçma adına hastanede kalan şair Sekulowski ile olan diyalogları, beynimi tokatlar gibi oldu.
Bay Lem'in dönemi ve hayatı hakkında öğrenmek istedikleriniz varsa öneririm, yoksa bilimkurgu meraklılarına gelmez! (Tarkovski izleyebilenler, bunu da sonuna kadar okuyabileceklerdir)
lem'in gündelik hayatı nasıldır diye düşünemediğimden okumak isterim
YanıtlaSilPek meşakkatli bir hayat sürmüş kendisi, özellikle son dönemleri pek bir değişik! İyi okumalar.
YanıtlaSil