Bayan Guin'i, bilimkurguyu sosyal eleştiri için kullanan bir edip olarak biliyordum. Öyle değilmiş. Kimi zaman fantazyayı kullanıp, sosyal eleştiriden ziyade hikaye anlatıcısına da dönüşebiliyormuş.
Marifetler, hiç şüphesiz fantastik bir roman. Batı Sahili Yıllıkları diye bir serinin ilki. Fantazyayı, (kimbilir belki de gerçekten bir "kaçış edebiyatı" addettiğimden) pek sevemedim (King'in fantazyaları hariç (o da bir tek "Kule"dir (o da fantazya üstüdür (hah! kırdım parantez rekorunu)))). 192 sayfalık kitabımıza bilimkurgu diyerek başladık. Kitapta anlatılan şeyler, Guin'in daha sonraları işin içine bilimkurguyu dahil ettiği kurgulara benziyordu. Ancak ilerleyen sayfalarda bilimkurgu gelmedi, öykü de fakiri içine çektiğinden kitabı bırakmak için çok geçti. Öyle ki: serinin diğer kitapları "Sesler" ve "Güçler"i de okuma listeme aldım. İlerleyen günlerde burada küçücük tanıtımları olacak.
İki ergenin hikayesi. Her ne kadar bilinmeyen bir zaman/mekanda geçse de, kişilerin ilginç yetileri olsa da, sonuçta iki ergenin bulundukları, kabullendikleri düzenden kaçışlarının öyküsü. İlk 50 sayfadan sonra betimlenen dünya sizi o kadar içine çekiyor ki (işte bu noktada Guin'in iyi bir öykü anlatıcısı olduğunu kabullenmek gerekiyor) isteseniz de bırakamıyorsunuz.
Fantazi sevenler yakın dursun!
Le Guin'in fantastik kitaplarını bilimkurgularından daha çok seviyorum. Bu serinin üç kitabı da mükemmeldi. Keyifli okumalar, elinize sağlık.
YanıtlaSilŞu anda "Sesler"in ortalarındayım. Hakikaten içine çekiyor okuyanı:) Sizlere de iyi okumalar...
YanıtlaSil