Romeo dürüst bir cerrah. Kızı Eliza'yı, artık değiştiremeyeceğini kabullendiği mahalleden, şehirden, ülkeden kurtarmak adına bir proje gibi yetiştirmiş (küçücükten itibaren aldığı dil dersleri vs.). Eliza'da İngiltere'den bir burs kazanmış. Önündeki tek engel, birkaç gün sürecek mezuniyet bitirme sınavları. Sınavlardan 9 ortalama tutturması gerekiyor. Eliza, sınavdan bir gün önce bir saldırıya uğruyor, olaylar gelişiyor.
Cannes'da en iyi yönetmen ödülü var. Bir sürü de başka ödül almış. Uzun zamandır erteliyordum (malum kaygılar (ödüllü festival filmi, uzun olur, hareketsiz olur, sıkıcı olur, uykumu getirir)). Dün gece izledim. Süresi uzun (2s8d), ortalarını geçince hafif bir uyku hali zuhur etti (çalışma günü etkisi), sonlara doğru yine tansiyon yükselince (ama nasıl hissettirmeden yükseliyor bilemezsiniz) uydu da kaçtı ve kordelamız pattadanak kesilerek yazılar çıktı.
Romanya'nın, güzel ve yalnız ülkeme nasıl da benzediğini görmek için, sistemle bireysel olarak ne kadar mücadele edersek edelim yine de bir noktadan sonra sistemin mücadele ettiğimiz olumsuzluklarına katılmak zorunluluğunu idrak için, proje çocuk denemelerinin büyük ihtimalle çakılacağını anlamak için, babalar ve kızların nasıl aksayabileceğini anlamak için izlenebilir. Ancak izlerken, dinlenmiş, zihninizin berrak, algınızın açık (ve yüksek) ve zamanınızın bol olması gerekir. Böyle yaparsanız çok ilginç tatlar bulabileceğiniz bir filmdir.
Güncemin müdavimleri bilir : fakirin film değerlendirme kıstaslarının en önemlilerinden biri de sevdiceğimin filmi sonuna kadar izleme standartıdır. Bu pelikulayı en son sahneye kadar ilgisi düşmeden izledi (yani gideri var). Sabrı ve zamanı olanlara iyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder