Tıpkı diğer Murat Menteş kitapları gibi iki günde (hem de kaçamak okumalarla) bitiveren kitaptır. Çıkınca hemen alındı, ağır okumaların arasında zihni hafifletir saikiyle gözönünde bırakıldı. İlk arada okunup bitirildi.
Çapsız felsefeci Refik Risk ile geç aşkı Şifa Şavk'ın kuntastik maceraları. Yazarın daha önceki kitaplarında kullandığı üslup aynı. İlk 150 sayfa, sanki biraz "yüksek" iken yazılmışçasına uçarı. Ne yalan söyleyeyim ancak buradan sonra konuyu idrak edip (konuya) sardırabildim makarayı. Sonuna kadar helecanla okunuyor, eskiden her sayfada okuru gülümseten trüklerin çıtası bu kez neredeyse her satıra yedirilmeye çalışılmış. Avni Dede, Haluk Bilginer ve bilhassa İhsan Oktay Anar (ve yazmaya üşendiğim diğer) karakterlerinin kitapta yer alması pek şık.
Olumsuzluklara gelince : Bay Menteş (tarzıdır. saygı duyarım ama !); her satırda dilimize takla attırma, aforizma fırlatma, isim kullanırken alegori yaratma, bilgi monteleme, alıntı yapma kaygısında sanki. Hâl böyleyken, konu ve karakterler sanki ikinci plana düşmüş. İlk bölümlerden sonra ciddi bir zihin yorgunluğu hissetmeye başladım. Misal : Şifa Şavk güzellemeleri çıkarılsa kitap 360 sayfadan 300 sayfaya düşer ve konu da aksamaz. Buna mukabil, 173.-175. sayfaları arasında din ve tanrı kavramı ile yapılan tespitler ve 182.-183. sayfalarda felsefe ile ilgili düşüncelerin altını üstünü çizerek ve buraları ikinciye üçüncüye okuyarak geçtim (hımm düşünülmeye değer !). Kitabın kapağı aynı Ruhi Mücerret gibi hareketli bir çıkartmaya (Titanik) sahip ama biraz fazla karmaşık (aynı 80 öncesi Beyoğlu pavyonlarının olduğu sokaklar gibi).
Kısaca, Murat Menteş okumaya ilk kez niyetleniyorsanız bu kitapla başlamayın, yorucu gelir. Eğer diğer kitaplarını alıp okuduysanız da boşa yazıyorum demektir, bunu da alıp okuyacaksınızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder