Film bitince arkama yaslanıp "Allahım ! yaşlanmadan öleyim." dedim.
Şerlokolms 93 yaşındadır. Sözün ortasında sözünü unutur. 30 yıldır neden vaka almadığına neden olan vakayı unutur. Tanıştığı kişilerin adını unutur. Belli bir yaşı geçip, bakıma muhtaç kalan kişilerin yediği azarları yer. Vücudu kendisini dinlememekte, zihni kendine ihanet etmekte olan jilet zekalı eski Şerlokolms'ün silik bir gölgesidir. Bunamaya iyi geldiği söylenen "çinbiberini" bulmak için, o yaşta Japonya'ya bile gider.
Üç kanallı ilerleyen, ağır, oturaklı, iyi sinefili asla sıkmayan, popcorn (ne işim olur popcornla ?) patlak mısır sineması izleyen kitleye işkence gelen tempoda filmdir. Sör Ayenmekkelin (ki patlakmısırcılar "aa Gandalf !" diyecektir.) beklenen frekansta azıcık bir makiyaj ile Bay Holms'ü kana cana büründürüyor. Bay Holms'ün 60 ve 93 yaşlarında canlandırdığı iki karakteri, vücut diliyle farklılaştırdığını görebilir, dönemin İngiltere'sinin nasıl gösterildiğini izleyebilir, insanın kimi zaman 93 yaşından sonra bile olgunlaşabileceğini idrak edebilir, savaşın korkunçluğuna uzaktan bakabilir, (tabiyki S.H. hayranıysanız) bir efsanenin zamana nasıl yenik düşebildiğini (ya da yenebildiğini) temaşa edebilirsiniz. (görmeye ilişkin kelime dağarcığım tükendiğinden örnekleri kesiyorum).
Ben arşivime attım, sevdiceğim uyumadan sonunu getirdi. Bunlar benim için önemli kriterler. Sherlock Holmes karakterini Sir A.C.Doyle'un hayat hikayesini ve S.Holmes'ün Bay Doyle'a ettiklerini inceleyecek kadar iyi okudum. Haliyle beni ziyadesiyle tatmin eden bir filmdi. Ama Gayriçi'nin şerlokolms serilerini izleyerek tanıdıysanız bu ziyadesiyle egosantrik kişiliği, bu film sizi tatmin etmeyecektir.
Nedir; sabırlı ve sebatlı sinefil mutlu, memnun olacak, diğerleri ayazda kalmış erik olacaklardır.Yani siz bilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder